Yedikçe acıktıran dünyadaki tek ekmek, bizim beyaz ekmektir.
★
Çünkü…
★
Mis gibi ekmeklerimiz vardı bizim, tahıllı, çavdar, yulaf, esmerdi.
Halis muhlis Anadolu ekmekleriydi.
Maya hazır alınmazdı, ekşi maya evde üretilirdi, organikti, doğaldı.
Taa ki 1948 yılına kadar, böyleydi.
İkinci Dünya Savaşı sona erdi, ABD kesenin ağzını açtı, ekonomisi yıkıma uğrayan ülkeleri Sovyetlere kaptırmamak için Marshall planını devreye soktu, Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesine hibe şeklinde yardımlar göndermeye başladı.
Aslına bakarsanız, Avrupa milletlerini dolarla satın alıyordu…
Açları doyuruyor, avantaya alıştırıyor, dolayısıyla tembelliği teşvik ediyor, yerli üretimleri takozluyor, kendine bağımlı hale getiriyor, üstüne sempatik görünüyordu. Sayın ahalimiz beleş yardımlardan pek mutluydu, “Allah Amerika'ya zeval vermesin” diye dua ediyordu.
Marshall planının sloganı “refaha birlikte ulaşırız”dı.
Sayın ahalimiz, çalışmadan, üretmeden, hampadan yardım alarak refaha ulaşabileceğini düşünüyordu!
Dolar verdiler.
Süttozu verdiler.
Bisküvi verdiler.
Margarin verdiler.
Pirinç verdiler.
Hepsinden önemlisi, endüstriyel beyaz un verdiler.
“Beyaz ekmek yapın” dediler.
Fırın makineleri hibe ettiler.