8 Kasım 1982.
Tam olarak 40 yıl önce bugündü.
Anayasa referandumu yapılmıştı, bir gün önce bütün Türkiye sandık başına gitmişti, ertesi günkü gazetelerin manşetlerinde 12 Eylül Anayasası’nın ezici çoğunlukla kabul edildiği yazıyordu.
Köşe yazarlarımız “yeni anayasa”yla Türkiye’nin birikmiş bütün sorunlarına çözüm bulunacağını anlatıyordu.
Peki, öbür sayfalarda neler yazıyordu?
Hazır bugünlerde yine “yeni anayasa” konuşulurken… O günlerle bugünleri kıyaslayabilmeniz için, 8 Kasım 1982 tarihli gazetelerin, 40 yıl önce bugünkü gazetelerin arşivine girdim, haberleri derledim.
Buyrun hep beraber okuyalım.
Ekonomi sayfalarında “çiftçi ürününün karşılığını alamıyor” diye haber var mesela… Toprak Mahsülleri Ofisi genel müdürüyle röportaj yapılmış, “Türkiye yeni anayasayla birlikte yeni ekonomi modeline geçiyor, bundan böyle asla buğday ithal etmeyecek” demiş.
“Kar başladı, doğuda yüzlerce köy yolu kapandı” haberi var.
“Sahillere yapılaşma izni geliyor, turizm adı altında yağma başlıyor” diye haber var. Bu haberin içine turizm bakanlığı yetkililerinden görüş alınmış, bakanlık yetkililerimiz “külliyen yalan” demişler.
Bilim ve teknolojiden sorumlu devlet bakanımız Profesör Nimet Özdaş “vatandaşa ücretsiz kömür dağıtmaya başlayacaklarını” açıklamış… (Ahaliye avanta kömür dağıtalım, dua ederler, oy verirler fikrinin mucidini merak ediyorsanız, miladı işte buydu.)
Başbakan Bülent Ulusu “Türkiye'nin bugünden itibaren ithalatı azaltacağını” açıklamış, başbakan yardımcısı Turgut Özal da “Türkiye'nin bugünden itibaren borçlanmayacağını” açıklamış.
“Siirt'te yüksek graviteli petrol bulundu” diye haber var iyi mi…
(Yeni anayasa sayesinde derhal petrol fışkırmış yani.)
Oecd yardım komisyonu başkanı Ralf Geberth, ekonomimizi methetmiş, “gayet sıhhatli büyüyorsunuz, Amerikan firmalarının Türkiye'ye yönelmesinden memnuniyet duyuyorum” demiş.
(Daha ne desin herif…
Adında meymenet yokmuş zaten, Geberth'eteceği belliymiş!)
Süleyman Demirel'in İsviçre'ye kaçan hayali ihracatçı yeğeni Yahya Demirel'in Devlet Malzeme Ofisi'ne sekiz milyon adet “ampul” sattığı ortaya çıkmış.
Bakın “ampul” dedim, muhteşem bir örnek daha var…
Ziraat Bankası gazetelere tam sayfa ilan vermiş, ne kadar köklü bir kuruluş olduğunu anlatabilmek için “ampul yokken biz vardık” sloganını kullanmış!
(Ampulü logo olarak kullanan Akp'den önce buzdolabı yoktu, mutfaklarda fırın yoktu, ambulansları köpekler çekiyordu, tomografi yoktu, havalimanı yoktu ama… Akp'den önce hem ampul varmış, hem de Ziraat Bankası varmış demek ki.)