Amerikalı gazeteci Clarence Streit, Ankara’ya geldi, Public Ledger gazetesinin muhabiriydi, Mustafa Kemal’le röportaj yapmak için Direksiyon Binası’nda beklerken, çocuk gaziler’le tanıştı.
Osman, Tevfik ve Cemal.
13 yaşındaydılar.
Zeybektiler!
Anne babalarını Birinci Dünya Savaşı’nda kaybetmişlerdi.
İstanbul’da yetimhaneye verilmişlerdi.
Orada tanışmışlar, İstanbul işgal edilince üç kafadar kaçmışlardı.
İzmit'te yurtsever milislere katılmışlardı.
Efelerin yanında Yunan'la vuruşmaya girmişlerdi.
Tevfik ve Cemal kollarından vurulmuştu.
Osman'ın suratına denk gelmişti, bir gözünü kaybetmişti.
Mustafa Kemal onları himayesine almıştı…
Tedavi ettirmiş, Direksiyon Binası'na getirmişti.
Topal Osman'ın muhafız birliğiyle beraber kalıyorlardı.
Kuvvacı paşalar bu çocuklara özel saygıyla davranıyordu.
Amerikalı gazeteci not defterine kaydederken “karargahta tanıştığım bu çocukların büyük etkisi altında kaldım” diye yazmıştı.
Osman, Tevfik ve Cemal'i haber yaptı, gazetesinde manşet oldu.
Biz bu zaferi, gazi çocuklarımız Osman'la Tevfik'le Cemal'le kazandık.
Hasan, Halil ve İsmail.
12 yaşındaydılar.
Afyon'un Akviran köyünde yaşıyorlardı.
Köyün erkekleri bile kaçıp saklanırken, bu üç evladımız birer mavzer'le köyün girişindeki Gündüzün tepesi'ne çıkmıştı.
Kayaların arkasında nişan alıp beklemişler, altı askerden oluşan Yunan öncü birliği köye girerken, peşpeşe tetiğe basmışlardı.
Türk askerinin kendilerinden önce bölgeye gelip yerleştiğini düşünen Yunan öncü birliği, paniğe kapılarak kaçmıştı.
Bu çocukların cesareti sayesinde, hem Akviran köyü, hem de bitişiğindeki Karakaya köyü, işgalden, yakılmaktan kurtuldu.