Eskiden gizli saklı
yapılırdı.
Niyet aynıydı ama…
Çaktırılmazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
foyalarını ortaya dökmesinden midir, yoksa Trump gibi birinin
başkan seçilmesinden midir, bilinmez…
Artık herkes kartını açık
oynamaya başladı.
***
Sadece son bir haftada olanlara
bakın…
Avrupa basını, Vatikan ile Suudi
Arabistan’ın, kutsal şehirlerimizden Medine’de kilise açmak üzere
anlaştığını yazdı.
Oysaki, oraya Müslüman olmayan
adım bile atamazdı…
Öyleyse bu neyin
anlaşmasıydı?
Ilımlı İslam kılıfıyla dinimize
ihaneti sürdüreceğini resmî olarak duyuran ve son zamanlarda
İsrail yanlısı fetvalar bile yayınlatan Suudi
Arabistan, böyle çok önemli bir iddiaya günlerce
sessiz kaldı.
Herhâlde nabız
yoklamaydı…
Sonunda Vatikan cılız bir
yalanlama yayınladı.
***
Bunun akabinde 300
Fransız rezaleti patlak verdi.
‘Dinime hakaret eden bari
Müslüman olsa’ derler ya…
O cinsten…
Diğerleri alınmasınlar, bu 300
gâvur, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı
kerimdeki bazı âyetlerin çıkarılması için imza
attı.
Aralarında eski Cumhurbaşkanı
Sarkozy de vardı.
‘Başsız’ Müslüman
dünyasından işe yarar tek tepki,
yine Türkiye’den geldi.
***
Trump’ın da itiraf ettiği
gibi, ‘CIA’nın kurduğu’ DEAŞ terör
örgütü üzerinden İslamiyet’e
yönelen faşist saldırılarla neyin amaçlandığı bir kez
daha net biçimde ortaya çıktı.
Hedefleri yüce dinimiz ve
yeryüzündeki bütün Müslümanlar…
Ve anlaşılan o ki, bütün
Müslümanlar, Gazze’deki çaresiz kardeşlerimizin durumuna düşmeden,
onlar asla durmayacaklar.
Bunu anlamak için daha neyi
görmemiz lazım?
***
Etrafımızda dönen dolaplara bir
bakın…
Suriye’de, Irak’ta,
Afganistan’da, Myanmar’da ve daha onlarca ülkede akan Müslüman
kanı, Türkiye’den başka kimsenin umurunda mı?
ABD, sınırımıza PKK devleti
kurtarmaktan milim geri adım atmadı.
Şimdilik önünü kestik, devamı
için 24 Haziran sonrasını
bekliyoruz.
***
Haydut İsrail, apaçık Kudüs’e göz
dikti.
Türkiye, BM’de önünü almaya
çalıştı ama, Yahudi damadının etkisinden midir bilinmez, Trump
gözünü karartmış…
Elçiliğini Kudüs’e taşımakta
kararlı.
Biz seçim sandığını tartışırken,
ABD tabelaları astı…
Yarın elçiliğini taşıyarak,
Müslümanların kutsal şehri Kudüs’ü, İsrail’in başkenti
yapma yolunda çok tehlikeli bir adım
atacak.
***
Ve Irak…
Sanmayın ki orada sular duruldu
ve herkes planından vazgeçti.
Sadece uygun zaman arayışı
başladı…
İleride İsrail’in
çok işine yarayacak devletleşme hayali yarım kalan
Barzani de merakla 24 Haziran seçimlerinin sonucunu
gözlüyor.
Önündeki bir diğer engel
İran’dı…
O da şimdi başına
örülen çoraplardan kurtulmanın derdinde…
***
Katar’ın, Filistin’in,
Somali’nin, Sudan’ın, Irak’ın, Bosna’nın,
Azerbaycan’ın…
Ve daha onlarca ülkede,
milyonlarca Müslümanın eli yüreğinde 24
Haziran’ı bekliyor.
ABD ve İsrail işbirlikçisi kukla
devletçiklerin başındaki kukla yöneticilerin de gözü
üzerimizde…
Türkiye’de sadece ufak bir
sendeleme bekliyorlar.
İşte böyle bir ortamda seçime
gidiyoruz.
Anlaşılan o
ki, Büyük İsrail hayalinde, 24 Haziran
sonuçları çok belirleyici olacak.
Sandığa giderken, bunları da bir
düşünelim istedim.
Neme lazım…
Vebal benden gitsin.
********************
Tamam mı, devam
mı?
Kartları açmak
demişken…
Tuhaftır…
Sadece devletler arasında
değil…
Türkiye’deki siyasi mücadelede de
kimin ne istediği apaçık gözler önünde…
Hem de yıllardır…
Bu akıl tutulması falan değil,
ortaya saçılmış dişe diş bir mücadele…
Mesela; daha üstünden iki yıl
bile geçmemiş 15 Temmuz
darbesine kalkışan FETÖ…
Hemen öncesinde özerklik ayağına
fiilen ülkemizi bölme hamlesi yapmış, akabinde hemen sınırımıza ABD
desteğiyle bize karşı ordu kurmaya çalışan bir başka silahlı örgüt
PKK…
İkisi de, yandaşlarıyla birlikte,
seçim kampanyasında…
Ulu orta, gözlerimizin
önünde…
***
Peki bu nasıl olabilir,
derseniz…
Cevabı basit
aslında…
Şeytan hangi yollara
başvuruyorsa, onlar da aynı
taktikle bizi gördüklerimizin tersine inandırmaya
çalışıyor.
Yaptıkları ihanetin ve vahşetin
üstünü yalan, hile, algı taktikleri ile örtmeye, insanları
aldatmaya gayret ediyorlar.
Size basit bir
örnek…
Üst aklın maşalarından FETÖ,
geçenlerde sosyal medyada TAMAM kampanyası başlattı.
ABD, İngiltere, İsrail merkezli
medya da bunlara destek verdi.
Nitekim atılan Tweetlerin önemli
bir kısmı da bu ülkelerden geldi.
Türkiye’deki muhalif ittifak
sadece kılıftı…
İçinde FETÖ de vardı, PKK
da…
Hatta, dünyada Türkiye düşmanı
kim varsa, aynı taraftaydı.
Mevzuu sadece Erdoğan düşmanlığı
sanan kimi saftirik muhalifler de onlara uydu.
Evinde sessiz sakin oturan ve
Gezi’den bu yana dönen dümenlerin farkında olan vatandaşlar, bu
kampanyaya da gerekli cevabı verdi.
İçinde FETÖ’cülerin olduğunu
bildiğimiz Twitter merkezi harekete geçti.
DEVAM etiketi, TT listesinden
düşürüldü ve küresel oyun deşifre oldu.
Şimdi özellikle üniversiteli
gençlere “DEVAM etiketi bot hesaplarla şişirilmiş,
ondan düşürülmüş” yalanı yayıyorlar.
FETÖ’nün en bilindik taktiği bu
değil midir?
Kendi yaptığını karşındakine mal
et, planı karart…
İnanacak birileri çıkar
nasılsa…
Allah, memleketimizi bunların
şerrinden korusun.
Son söz;
Kişi, sevdiği ile beraberdir…
(Hadis-i şerif)
Bu dünyada da, ahirette de
birlikte haşrolunacaktır.
Uyanık olmak ve nerede
durduğumuza dikkat etmek vaktidir.
******************
Cumhur İttifakı'na
öneri
- Gençler belirleyici olacak. Özellikle MHP’ye büyük iş düşüyor.
- Fitneye karşı uyanık olun. Karşı mahalle ‘cümleleri cımbızlayarak’ âdeta çırpınıyor.