Azdan az, çoktan çok
gider…
Yerel seçimde ittifaka en çok AK
Parti’nin ihtiyacı olduğunu, MHP ile ayrı aday çıkarmaları
durumunda, bunun başta İstanbul ve
Ankara olmak üzere, birçok
şehirde CHP-HDP ittifakına yarayacağını
yazmıştık.
İnce bir hesapla ortaya
atılan Öğrenci Andı tartışmasına MHP
orta yerinden dalarken, CHP’nin gıkı çıkmamıştı.
Çünkü, özellikle ‘en
büyük Kürt şehri’ olan İstanbul’da HDP’nin oyuna
ihtiyacı vardı; böyle bir mesele için onları
küstürmemeliydi.
Şükür, AK Parti ve
MHP de tehlikeyi gördü ve yanlıştan
döndü.
Şimdi ikinci önemli safhaya, yani
güçlü adaylarla riski bertaraf etmeye geçildi.
***
Şahsen, AK
Parti’nin İzmir’i MHP’ye bırakmasını
beklerdim.
Çünkü Binali Yıldırım’la bile
alınamayan İzmir, bugün ismi geçen Denizlili eski ekonomi bakanı
Nihat Zeybekçi ile kazanılabilir mi?
Umarım öyle olur...
Zeybekçi, sıcak diyaloglarıyla ön
yargıları kırabilir ama,
CHP’nin kemikleşmiş oyunu çözmek
hayli zor.
Bana kalsa, yine de MHP
derdim.
Çünkü Ege, MHP ile CHP arasında
oy geçişkenliği olan bir bölge…
Her kesimden oy alabilecek bir
MHP adayına yüklenmek, İzmir’i CHP’nin hizmet üretemeyen
girdabından kurtarmak için daha iyi bir fırsat
olabilirdi.
Dilerim yanılan ben
olurum.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
dün 14’ü büyükşehir, 40 ilin
adaylarını açıkladı.
Bunlardan 27’sini, kayyumlar
hariç, zaten AK Parti yönetiyordu.
Ancak
Cumhurbaşkanı, 17 ilde mevcut başkanları
aday göstermedi.
Bir başka
deyişle yarıdan fazlası değişti.
Ordu’da Hilmi
Güler, Düzce’de Faruk Özlü ile
sandık garantiye alındı.
Diyarbakır’da kayyum olarak
başarılı işlere imza atan Cumali
Atila gibi isimler sahaya sürüldü.
Diğer adaylar da çoğunlukla eski
vekiller ve il başkanlarından gelen isimlerden oldu.
Çalışmasıyla göz dolduran, halk
nezdinde güçlü karşılığı bulunan Fatma Şahin, Menderes
Türel, Alinur Aktaş, Mehmet Sekmen ve Cafer
Özdemir gibi 10 başkan yerini korudu.
***
Açıklanan 40 aday, AK Parti’nin
nasıl titiz bir çalışma yürüttüğünü ortaya koydu.
Şimdi sıra,
diğerlerinde…
Cumhurbaşkanı
Erdoğan İstanbul, Ankara, İzmir gibi
kritik şehirlerin de aralarında bulunduğu birçok ilin adayını salı
günkü grup toplantısına bıraktı ancak, oralarda da isimler
kesinleşti sayılır…
Cuma günü elden ele yayılan
liste, 40 ilde bire bir tuttu.
MHP’ye
bırakılacak Iğdır, Adana, Isparta, Mersin ve
Osmaniye’yi saymazsak, diğerlerinde de sürpriz
olmayacaktır.
***
Son Başbakan, mevcut TBMM Başkanı
Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı için ikna edilmiş olması, çok
önemli…
Uzunca zamandır konuştuğumuz şu
ki, Binali Beyin dışında bir adayın
İstanbul’u kazanmasında büyük riskler vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde İstanbul’a büyük
hizmetleri bulunan Yıldırım, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı gibi
önemli görevlerden sonra İstanbul’a belediye başkanlığı adaylığını
kabul etmişse, bu O’nun gerçek bir dava adamı olduğunun
tescilidir.
Benim ikinci sıradaki favorim
Veysel Eroğlu idi ancak bu senaryolara gerek kalmadı.
***
Gelelim Ankara’ya…
Kayseri’ye âdeta çağ atlatan
bilgisiyle, tecrübesiyle ve halkla kurduğu sıcak
diyalogla Mehmet Özhaseki ismi kısa
sürede toplumda geniş kabul görecektir, -ki Melih Gökçek’in de aynı
tavsiyede bulunduğunu biliyoruz.
Özhaseki olmazsa kim olmalı diye
sorsanız, şahsen bende daha flaş bir isim yok.
CHP cenahında ise Mansur Yavaş
dışında akla yatkın bir seçenek görünmüyor.
Eninde sonunda gelecekleri isim,
bu olacak.
Neyse, biz AK Parti’den devam
edelim…
Salı günü iller tamamlandıktan
sonra, ilçe belediye başkanları açıklanacak.
Sızdırılan İstanbul aday
listesinin de tutacağını öngörüyoruz.
Çünkü listeyi kim sızdırdıysa,
Cumhurbaşkanı çok kızmış ve parti içinde bu konuyla ilgili inceleme
başlatılmış.
Bu kadarcık bilgiyi paylaşmamızda
da mahzur yoktur herhâlde :)
******************
Nankör Kürtler niye oy
vermiyormuş!
AK Parti’den önce doğru düzgün
yolları bile yokmuş, o kadar yatırım yapılmış…
Şehirleri terör örgütünün işgali
altındaymış, güvenlikleri sağlanmış…
Virane binaları yıkılmış, modern
siteler yapılmış…
Çöp dağları-susuzluk bitmiş,
insanca yaşamanın tadına varılmış…
“Bunca şey yapılmış da,
niye bu insanlar hâlâ HDP’ye oy veriyormuş…”
***
Bunları sorgulayanlara sözüm şu
ki…
Evet, haklısınız…
Fakat şu soruları da sormak
gerekmez mi?
Aynı problemleri Türkiye’nin
Batı’sı da yaşamıyor muydu?
Dahası var hatta…
AK Parti öncesi, hastanenin
parasını ödemezsen cenazen morgda, hastan yatakta rehin
kalıyordu.
Türkiye zaten hurda araba
çöplüğüydü…
Uçağa sadece zenginler
binebiliyor, otobüste yolcular püfür püfür cigara tüttürüyor, tek
şeritli şehirler arası yollarda her gün onlarca kişi can
veriyordu.
PKK’nın biteceğine dair umut bile
yoktu…
Şehirlerde kapkaç, mafya
çatışmaları almış başını gitmişti…
Milyon sayarak aldığımız ekmeği,
maaşımızın önemli kısmını vererek alabildiğimiz antibiyotiği,
kızakla taşıdığımız hastaları saymıyorum bile…
Yüksek hızlı tren falan da
hayaldi sadece…
Şehirlerde elektrik kesintileri
ise vaka-i adiyedendi…
Peki, biz bunların kıymetini ne
kadar biliyoruz?
***
Türkiye’nin nereden nereye
geldiğini en iyi dışarıdan bakanlar görüyor.
Eskiden Avrupa’ya gidenler
“Keşke” derdi, şimdi Türkiye’ye gururla bakıyor.
Bu demek değil ki AK Parti’nin
hatası yok veya yanlışlarını görmeyelim…
Bunları da zaman zaman açık
yüreklilikle konuşuyoruz zaten…
Ancak, bugün bir sebeple AK
Parti’ye kızıp “Oy moy
vermeyeceğim” diyenlerin, HDP’ye oy verenleri
nankörlükle suçlaması bana biraz tuhaf geliyor.
Böyle arkadaşlarla
karşılaştığımda şunu sormadan edemiyorum;
-Daha iyisi kim
peki?
*************
Yargıya bir hâller
oldu
Gün geçmiyor ki, bir hâkim kararı
skandalı yaşanmasın.
Sonuncusu, İstanbul Beykoz’da
tartıştığı vatandaşı herkesin gözleri önünde bıçaklayan değnekçi
oldu.
O görüntüleri, tesadüfen olay
yerinde bulunan Türkiye
Gazetesi muhabiri elde etti.
Vahşeti bütün çıplaklığıyla
ortaya koyan görüntüleri TGRT ve İHA yayınlayınca saldırgan
tutuklandı.
Gelin görün ki, apaçık adam
öldürmeye teşebbüs eden saldırgan önceki gün serbest
bırakıldı.
Ve Türkiye, haklı olarak bir kez
daha ayağa kalktı, sosyal medyadan karara tepki yağdı.
Şimdi bu skandala imza atan
hâkime sormak lazım;
Elinde bıçakla bir adamı
defalarca bıçaklayan bir kişi bile apaçık delillere rağmen serbest
kalıyorsa, bu ülkede polis ne yapsın, vatandaş ne
yapsın!..