Anketler yayınlanıyor…
AK Parti birinciliği koruyor ama -doğruysa- on puanlık düşüşle.
İyi Parti CHP’yi sollamış, altılı 28 Şubat ittifakı toplamda ipi göğüslüyor.
Hayat pahalılığının yol açtığı bu tablodan umutlanan genel başkanlar bir yandan vaatlerde bulunuyor…
Vaat dediysek, ekonomi ile ilgili değil.
Şöyle;
“Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Çözeceğiz.”
Öbür yandan da tehditler savuruyorlar;
“Buradan saray beslemelerini uyarıyorum. Hiç merak etmeyin, sarayın ve algı operasyonu aparatlarının üstüne gideceğiz“. (Kemal Kılıçdaroğlu)
“Saray” dediği hükûmet. “Besleme” dediği kamu çalışanları mı, kamuya iş yapanlar mı, yoksa iktidarın nimetlerinden yararlanıp haksız rant elde edenler mi, belli değil.
Sonuncusunu kastediyorsa sözüm yok da, ifade net değil.
Tıpkı “algı operasyonu aparatı” tarifi gibi…
Öyle bir heybe ki, içine ne istersen doldur!
Eski genel sekreteri Gürsel Tekin’in “Seçimden hemen ertesi gün hepsini kapatacağız” dediğini göz önünde bulundurursak, iktidara muhalif olmayan bütün medyayı yahut bizim gibi kalemleri kastettiklerini de anlayabiliriz herhâlde.
Şayet böyleyse…
Varsayalım ki, anketler doğru.
Madem millet bunları iktidara getiriyor, -biz de bu tehditlerden çok korktuk- o zaman kendilerinden şahsımız adına peşin peşin özür dileyelim!
Vaatleri arasından seçtiğim cümleden başlayabiliriz hatta…
Malum, Osman Kavala Gezi davasında “hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” yani ‘darbecilik’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edildi.
Ekonominin, cumhuriyet tarihimizin en iyi rakamlarına ulaştığı bir dönemde, Brezilya ile eş zamanlı ve hemen hemen aynı senaryo ile patlamıştı Gezi.