Bakmayın ‘Özgürlüklerimiz kısıtlanıyor’ yalanlarına…
Öyle bir şey olmadığını bal gibi kendileri de bilir.
Demek istedikleri; “Onlarca yıl baskı altında tuttuğumuz muhafazakâr Anadolu insanının özgürlük alanını neden genişletiyorsunuz?
Eğitimli ve paralı olmalarının önünü niye açıyorsunuz?’’
Ağızlarına sakız ettikleri “Adalet yok’’ teranesi de aynı…
Ardındaki mesaj; “Eskiden bizim hâkimlerimiz, savcılarımız istediğimiz gibi karar çıkarırdı.
Suç işlesek de bir şey olmazdı.
Güç bizdeydi.
Niye bunu elimizden alıyorsunuz?’’
‘Baskı’ yalanının özünde yine sermaye piyasasında, kamunun bütün kurumlarında eski güçlerini kaybetmenin çıldırmışlığı var.
Anadolu insanının ve sermayesinin güçlenmesi onlara göre en büyük tehlike.
Ara ara yaydıkları ‘Türkiye’yi terk etme’ komedisi ise evlere şenlik.
Burada yararlandıkları kanun tanımazlıkları, iş bağlamaları mumla arayacaklarını çok iyi bilirler çünkü…
Türkiye aleyhine casusluk yapanları, terör örgütleri ile kol kola iş tutanları saymazsak eğer...
Sanırsınız onları dört gözle bekleyen ülkeler var.
Yandaş medyadan kastettikleri de eskisi gibi borularını öttürememenin acısı.
Bir nevi, “Hükûmetler kurup hükûmetler yıkardık.
Devleti biz yönetirdik.
İstediğimizi batırır, istediğimizi çıkarırdık.
Şimdi niye engel oluyorsunuz?’’ arsızlığı…
***
Onlar, bu iktidar döneminde bile gösterilen ihtimama, vıcık vıcık yağcılık kokan ‘buyur’ etmelere, ön koltukta yer göstermelere, hazırlanan listelerde isimlerini en üste koymalara, aşağılık kompleksi kokan övgülere rağmen, neden rahatsız, şimdi anladık mı?