Size müstahak diyeceğim ama,
ülkeye yazık…
O kadar uyardık…
“Bu Kılıçdaroğlu tekin
adam değil, bir projenin ürünü olarak başınıza
geçirildi” dedik…
CHP, MHP ve AK
Parti’ye aynı amaçla kaset operasyonları çekildiğini,
bir tek CHP’nin teslim olduğunu anlattık…
Dinletemedik…
***
Sağolsun Kılıçdaroğlu da hiç
yanıltmadı bizi…
Öyle şeyler yaptı
ki…
Sokak darbesine
çıkan Gezi vandallarının gözlerinden
öpüp, polisleri ‘hesap sormakla’ tehdit
mi etmedi…
FETÖ servisi
kasetleri Meclis’te mi dinletmedi…
FETÖ’ye, PKK’ya göğsünü siper mi
etmedi…
Kandil’den talimat
alıp, CHP seçmenini HDP’ye mi
yönlendirmedi…
Mitinglerde Öcalan’lı HDP ve
Atatürk’lü CHP bayraklarını yan yana mı
sallandırtmadı…
PKK’lı, DHKP-C’li, TKP’li
tipleri partiye yönetici mi
yapmadı…
FETÖ’cü
danışmanlar mı tutmadı…
MİT
Tırı ihaneti görüntülerine aracılık mı
etmedi…
Türkiye’yi, DEAŞ’a, El-Kaide’ye
yardımla mı suçlamadı…
15 Temmuz’dan FETÖ’yü aklamak
için ‘kontrollü darbe’ mi
demedi…
Daha neler, neler…
Hülasa, CHP seçmeninin arkasına
gizlenip, yapmadığını bırakmadı.
Ama gelin görün ki, CHP’nin
vatansever seçmeni bile, zihnine şırınga edilen
Erdoğan nefreti yüzünden bunların hepsini görmezden
geldi.
İş sonunda bu raddeye
vardı.
***
Oysa, Deniz
Baykal bir ara cesaretlenip, Kılıçdaroğlu’nun
maskesini düşürmeye kalkmıştı…
O dönem önemli şeyler
anlattı…
‘Millî olanlar
partiden atılıyor, kurucu felsefeden uzaklaşılıyor, mezhepçi
kadrolaşma yapıyor’ diye uyardı...
Sonra bir baktı ki arkasında
kimse yok, o da geri vites yaptı.
Akabinde başına gelen sağlık
problemini biliyorsunuz zaten…
***
“Aman AK Parti
sevinmesin, Erdoğan gitsin de Türkiye kime kalırsa
kalsın” kafasındaki CHP’liler, şimdi ektiğini
biçiyor.
Onlar gerçeklere gözlerini yumsa
da, bilinçli seçmen olan bitenin farkındaydı…
Hoş, vaziyeti anlamak zaten hiç
de zor değildi; her şey ayan beyan ortadaydı.
Hakikatleri görmezden gelenler
için 24 Haziran, ‘acı gerçeklerle
yüzleşme’ seçimi oldu.
Delege yapısını ele geçirerek
yerini sağlamlaştıran Kılıçdaroğlu’nun, Muharrem
İnce’den 8 puan fark yiyince utanıp çekileceğini
zannedenler fena yanıldı.
İnce, şimdi son bir denemeyle
partiyi Kılıçdaroğlu’nun elinden kurtarmaya çalışıyor ama, görünen
o ki nafile…
***
Biz o kadar anlattık, kulak
asmadılar…
Göz göre göre koskoca ana
muhalefet partisini, ABD’nin, Almanya’nın, hatta FETÖ ve PKK’nın
oyuncağı hâline getirdiler.
Şimdi İnce ile birlikte bir adaya
yerleşip ‘ülkecilik’ mi oynarsınız, yoksa yeni parti kurup işin
içinden çıkmaya mı çalışırsınız…
Ona da siz karar verin
artık.
*******************
İtiraflar…
CHP’de ipler gerildikçe itiraflar
da dökülüyor.
- Partiye yakın isimlerden Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç, Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın kendisine “CHP'de partinin karar organları dışında bir karar merkezi var ve bu merkez önemli kararlar alıyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu da bu kararları MYK'ya getiriyor" dediğini anlattı.
- Sözcü’ye konuşan Muharrem İnce, kendisine imza verilmemesi için parti yönetiminin yaptıklarını anlattı: Baskı, tehdit ve başka şeyler de var. Belediyelerin kurultay üyeleriyle doğrudan ilgisi var. ‘İşe alırız, partiye alırız, ihale veririz’ teklifleri havada uçuşuyor. Partide olanları anlatsam yöneticiler insan içine çıkamaz. Bunları partiyi yıpratmamak için söylemiyorum.
***
Muharrem İnce anlatmasa
da…
Zaten biliyorduk…
Biz anlayacağımızı
anladık…
********************
ABD niye arıza
çıkarıyor?
Solcu geçinen yeminli Erdoğan
düşmanları bizi dinlemez…
Bari Venezuela
Devlet Başkanı Maduro’ya kulak
assınlar...
Geçen sene geldiğinde ne
demişti;
“Dünya birkaç ülkeden çok
daha büyük.
Barışa ve eşitliğe
dayanan bir denge üzerinde yeni güç odaklarının ve kutuplarının
doğacağını düşünüyorum.
O yüzden Türkiye’ye
geldik.
Çünkü Türkiye’ye
inanıyoruz.
Yeni bir gücün doğduğunu
biliyoruz.”
***
ABD ile Türkiye’nin karşı karşıya
geldiği her krizde sevinen tatlı su solcuları…
Şimdi anladınız mı, ABD neden
arıza çıkarıyor ve siz ne taraftasınız?
********************
Papaza
bak!
Trump’ın bırakılmasını istediği
Papaz Brunson hakkındaki suçlamaları değerli meslektaşım Kenan
Kıran toplamış.
Savcının hazırladığı iddianameye
göre;
FETÖ’nün Ege İmamı firari
Bekir Baz’la 293 kez görüştükleri GSM sinyallerinden
tespit edilmiş.
Endonezya imamı Murat
Safa’nın GSM hattı da aynı yerde sinyal
vermiş.
FETÖ bağlantılı avukat
Taner Kılıç ile 9 kez görüştüğü HTS kayıtlarıyla
belirlenmiş.
Yine firari
sanıklar Oğuzhan Türkkan, Ömer Karagöz, İbrahim Halil
Baysal’la irtibatları ortaya çıkmış.
Darbe girişiminden 6 gün
sonra, “Sonunda biz kazanacağız” mesajı
göndermiş.
Firari eski Emniyet
İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Recep
Güven’le Doğu’da misyonerlik yapmış.
PKK’nın
çıkardığı Kobani olayları ve çukur
kalkışması sırasında Güneydoğu’dan beri
gelmemiş.
Görev yeri İzmir olduğu hâlde,
2014-2017 arasında GSM hattı 1498 kez başta Suruç
ilçesi olmak üzere Şanlıurfa’dan, iki kez de
Diyarbakır’dan sinyal vermiş.
Suruç, 7 Haziran kaosunu
yaşadığımız dönemde, seçimden bir ay sonra yani 20 Temmuz 2015’te
çözüm sürecini bitiren bombalı vahşetin yaşandığı yer...
Bunu da hatırlatmak isterim.
Bunu da hatırlatmak isterim.
***
E daha ne yapacaktı ki bu
adam?
Ülkesindeki bir cami imamı bu
kadar karanlık işlere bulaşsa ABD ne yapardı acaba?