Sözcü’nün belli ki canı çok
yandı.
Nasıl yanmasın ki…
Bütün pislikleri ortaya
döküldü.
Büyük patronlarının
FETÖ’cülerle 15 Temmuz gecesi ve ertesi
günkü yazışmaları…
İhlas Holding Yönetim Kurulu
Başkanı A. Mücahid Ören’e geçtiğimiz
mayıs ayında kurmaya çalıştıkları kumpas planları…
Belgeleriyle manşetlerimizde yer
aldı.
Küçük patronlarının FETÖ firarisi
olduğunu, aynı örgüte verdikleri destekten dolayı haklarında
hazırlanan iddianameleri görmezden gelip İhlas’a karşı yapmaya
çalıştıkları bütün hamleler tek tek ellerinde patladı.
Tam da beklediğimiz şekilde
“Bunlar sahte, photoshop” dediler.
İki firari
FETÖ’cü Erhan Başyurt ve Ergun
Babahan’ın aynı gün itiraf yazışmaları ortaya
çıktı…
Apar topar yalanlama haberini
silmek zorunda kaldılar.
Her şey o kadar ortadaydı
ki…
Belgelerin doğruluğunu FETÖ’cü
Erhan Başyurt, bir FETÖ sitesine yazdığı makaleyle teyit
etti.
Çünkü, o günkü ekran videolu
yazışmalarında Ergun Babahan, “Makale yayınla konuyla
alakalı, zor duruma düşmesinler” diyerek Sözcü’yü
kurtarmaya çalışıyor, Başyurt da yayınlayacağını
yazıyordu.
Evet, o makale FETÖ’cülerin yurt
dışından yayın yaptığı tr24 internet sitesinde
yayınlandı.
Başka ispat aramaya gerek var
mı?
***
İki yıldır aralıkla
yazıyorum.
Bunlar, 27 Mayıs’ın,
12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın kalıntıları.
O dönem Kemalist geçinen bir
güruh nasıl FETÖ’cülerle iş birliği yapmışsa…
Nasıl ki, ABD,
İngiltere, İsrail adına darbeler
yapmışsa…
28 Şubat
döneminde İhlas’ı batırmak için el ele
vermişlerse…
Bugün de tablo aynı.
El mecbur ittifak
yaparlar…
Çünkü sahipleri bir.
Bunlar ülkemiz ve milletimizin
hayrı için asla çalışmazlar.
İplerini tutan sahipleri vardır,
onların dediğini yaparlar.
Gayeleri ortaktır…
Anadolu’nun bel kemiğini
oluşturan Hanefi-Maturidi çizgisindeki Ehl-i sünnet yoluna
düşmandırlar.
Cumhurbaşkanımızın tarif ettiği
şekilde “Ali’siz Alevilikle” Anadolu Aleviliğinin, ılımlı İslam ve
mezhepsizlik zehriyle Sünniliğin içini boşaltmaya
çalışırlar.
Kezâ Ehl-i sünnet Kürt
vatandaşlarımızı Marksizm çöplüğüne sürükleyip PKK diye bir terör
örgütü kurduranlar da bunlardır.
Hepsi maşadır, sahiplerini de
tarihten biliriz.
İhlas’ın gayesi ise onların bu
oyunlarını bozmak içindir.
O sebepledir ki, İhlas’ı hedef
aldıklarında hepsi ortak hareket etmektedir.
***
Latif Erdoğan, FETÖ elebaşının
sene 70’lerde başlayan İhlas’a düşmanlığını anlatırken, iki
hadiseden bahsediyor.
İkisi de o yıllarda cereyan
ediyor.
Biri, kurumumuzda uzun yıllar
görev almış bir ağabeyimizin FETÖ elebaşı hakkında Millî Fikir
mecmuasına kapak olan “Sen de mi Brütüs?” makalesi.
Diğeri yine ömrünü kurumumuzda
geçiren ve geçtiğimiz sene rahmet-i Rahmana kavuşan Galip Çevik
merhumun FETÖ elebaşına İzmir’de attığı okkalı tokat.
Şunu demeye
çalışıyorum…
Herkes dostunu da, düşmanını da
iyi tanıyor.
***
“Bütün bunların Sözcü ile ne
alakası var?” diye soracak akıl yoksunları varsa hâlâ…
Atatürkçülük kılıfına bürünerek
açıkça ülkemize, milletimize ve dinimize düşmanlık eden Sözcü,
yukarıda saydıklarımın tamamını bünyesinde
toplamıştır.
Kurumumuzun varlık gayesi olan
tüm neşriyatlarında yüce dinimiz İslamiyet’i bozmak için
İngilizlerin ve Yahudilerin tarihte oynadığı tüm oyunlar açık açık
anlatılmakta, gösterilen hakikat yolu günümüze ışık
tutmaktadır.
Hülasa…
Herkes geçmişiyle ayan beyan
meydandadır.
İhlas’a düşmanlıkları
normal.
Zaten aksi olsa
şaşarız.
*********************
Nafile
çabalar
Bu medya savaşı başlamadan önce
Ertuğrul Akbay’la yaptığım telefon görüşmesini detaylı
yazmıştım.
Gazete mutfağının başında olduğum
için tetikçisini benim üzerime salmış.
Olsun…
Çiğ yemedik ki karnımız
ağrısın.
***
Bir zamanlar Taraf’ın, Zaman’ın
attığı manşetleri neredeyse bire bir kopyalayarak bizi
sindireceğini sanan zavallılar, yargıya taşınmış, içi boş ve
uydurma olduğu için takipsizlik kararı verilmiş bir maille güya
patronumuza bel altı vuracaktı.
Gazetemiz, çürütemedikleri için
kıvrandıkları yazışmaları ortaya dökünce, tetikçileri bunları
açıklamak yerine yeni senaryolar üretmeye yeltendi.
Hepsine verilecek cevabımız var
çok şükür.
***
Ertuğrul Akbay, geçtiğimiz mayıs
ayında görüştüğü hacker’lardan Mücahid Beyin Twitter hesabını
ele geçirerek, devlet ve hükûmet aleyhine mesajlar atmasını
istediği yazışmaya cevap verebildi mi?
Hayır.
15 Temmuz darbe gecesi, hatta
bundan bir ay öncesi bile FETÖ’cü Erhan Başyurt’la yazışmalarına
açıklık getirebildi mi?
Hayır.
FETÖ’nün soru hırsızı Mehmet
Hanefi Sözen’le darbeden bir gün sonra, yani 16 Temmuz’da yaptığı
yazışmaya bir şey diyebildi mi?
Hayır.
Buna karşılık ne yapmaya
çalıştı?
İhlas’la, rahmetli Enver
Ağabey’le ve patronumuz Mücahid Bey’le ilgili gizemli senaryolar
üreterek dikkat dağıtmaya çalıştı.
Olabildiğince bu tuzağa düşmemeye
çalıştık fakat, süreç içerisinde hepsinin de cevabını
verdik.
Şimdi onlar yeni yalanlar üretme
çabasında…
***
Bak Ertuğrul efendi ve Mao’cu
tetikçisi…
Ve tabii ki, arka planda akıl
hocalığı yapan Mossad ajanı.
Siz cevabı çoktan verilmiş
uyduruk maillerle bizi hedef alırken, ortaya döktüğümüz FETÖ
işbirlikçiliğinizin belgelerine cevap bile
veremiyorsunuz.
Bırakın onu, Mücahid Bey’e
kurmaya çalıştığınız kumpasa bile üç gündür tek satır cevap
verebilmiş değilsiniz.
Geçmişte AK Parti’ye ve
Cumhurbaşkanımıza yaptığınız gibi, sürekli yalan üreterek bizi
onlarla meşgul etmeye çalışıyorsunuz ama, yemezler…
Muhabirken, sırf bu kavga için
yazarlığa terfi ettirilen tetikçiden gazeteciliği öğrenecek de
değiliz.
***
Bir söz vardır; kavgada yumruk
sayılmaz.
Temasa geçtiğiniz hacker’lar bir
şey bulamayınca FETÖ taktiklerine başvurup, “Hesabı kırın, aleyhte
yazışma yapın” diyecek kadar karaktersiz, onursuz, ahlaksız
davranan sizsiniz.
Şayet başarabilseydiniz, bugün o
sahte mesajların üzerinde kim bilir nasıl
tepinecektiniz?
Başaramadıkları için şimdi “Siz
bu belgeleri nereden buldunuz?” diye bizi
sorguluyorlar.
Size ne?
Bunlar hangi gazetecinin eline
geçer de, yayınlamaz ki…
Ayrıca devletin elinde olmadığını
nereden biliyorsunuz?
Bugüne kadar FETÖ’cülerin
birbirleriyle yazışmalarını kim ortaya dökmüşse, onlar
veriyor.
Bunların hepsini yargımızla
paylaşıyoruz, paylaşacağız da…
Yalanlamaya yüreğiniz yetiyorsa,
siz onu söyleyin.
***
Ayrıca, birine vuracaksanız bari
doğru düzgün araştırın...
Mesela beni…
Daha ortaokul yıllarında
muhabirliğe başlamış; İHA, TGRT, Türkiye ve Star gazetelerinde,
Dijital Medyada dirsek çürütmüş, yöneticilik yapmış bir
gazeteciyim.
Yani çekirdekten bu mesleğin
içindeyim.
Geçmişimi yazacaksan, adam gibi
yaz.
Sana biraz yardımcı olayım
hatta…
***
Örnek…
Sizin memlekete en büyük ihaneti
başlattığınız Gezi sokak darbesi girişiminde, olayların büyüdüğü
gün “Bunlar Tahrik Peşinde” diye ilk
manşeti atan bendim.
Duran adam gibi eylemlerin, Gene
Sharp teorisinin maddeleri olduğunu ifşa eden “Gene mi
sen?” manşetini atan da…
Üstelik santralimize yağan küfür
ve tehditlere aldırmadan.
Öncesinde “Bunlar
Haşhaşiler Gibi” manşetini atıp FETÖ’cü savcıların
hedefi olan yine bizdik.
17/25 Aralık, PKK’nın Çukur
kalkışması gibi her hadisede oyunu bozan taraftaydık Rabbime
şükürler olsun.
Sizin FETÖ’cülerle yazıştığınız
15 Temmuz gecesi, abdestini alıp gazetesinin başında nöbet
tutanlardandık.
Bilmezsiniz anlatayım; büyük
patronunuzun darbe gecesi yazıştığı o Erhan Başyurt var
ya…
FETÖ’cülerin sardığı Bugün
gazetesi binasına bir adam gönderip, aynı gün Erhan Başyurt, Tarık
Toros gibi FETÖ’cülerin çıkışını imzalatan, çamur atmaya
çalıştığınız bu kişiydi.
Örgütün yayınlatmamak için
elinden geleni yaptığı kayyum yönetimindeki Bugün gazetesinin
birinci sayfasını oturup günlerce yazan ve direnişi yerle bir eden
de…
Ayinesi iştir kişinin, lafa
bakılmaz.
Geçmişte devletimizi,
hükûmetimizi, Cumhurbaşkanımızı nasıl müdafaa etmişsek, şimdi de
İhlas’ı bunların şerrinden korumaya çalışıyoruz.
Bu ülkede isimsiz kahraman
bitmez…
Biz olmasak başkası yapardı illâ
ki…
Türkiye’nin bu tarihî döneminde
az da olsa ülkemize bir faydamız dokunduysa,
hamdediyoruz.
Alnımız açık, yüzümüz ak çok
şükür.
Sözcü çetesi, şimdi para ile
içeriden adam satın alıp, hakkımızda malumat edinmeye
çalışıyormuş.
Uğraşmayın, bakın anlattım
size…
Hepsi şahitleriyle
ispatlı.
Peki, tüm bunlar olurken siz ne
yaptınız, onu söyleyin hele?