Yine bir haziran sendromu
yaşıyoruz.
Okullar tatil olmuş…
Bayram gelmiş, memlekete kadar
gidilmiş…
Tam yaz keyfine
başlanacak…
Seçim var.
***
Bizde her seçim çok önemli, çok
kritik…
Memleket için hayat memat
meselesi.
Bıktık belki ama, hakikat
bu…
Örnek; son genel
seçim…
Yani 1
Kasım…
Hepimiz koşa koşa sandığa
gittik.
Neden?
Çünkü CHP ve
HDP’nin ittifak yaptığı 5 ay önceki 7
Haziran seçimlerinde tek başına iktidar
çıkmadı.
Sonrası malum…
Tatilin bedeli çok ağır
oldu.
800’e yakın şehit, yakılıp
yıkılan şehirlerimiz…
Bir yanda terör örgütünün binbir
yalanı, öbür tarafta yol açtığı nice trajedi…
Neler yaşandı,
neler…
Yoksa…
Unuttuk mu?
***
Yurt içi
katılımın yüzde 83,3’te
kaldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde,
sandığa gitmeyenlerin büyük çoğunluğu “Nasıl olsa
kazanırız” rehavetine kapılan AK Parti
seçmeniydi..
Nitekim 1
Kasım’da yurt içi katılım yüzde
87,6’ya, yurt dışı katılım
yüzde 44,78’e ulaştı…
Haziran’da yüzde 41’e
düşen AK Parti, kasımda yüzde 49’u yakalayarak
yeniden toparlandı ve Türkiye istikrara kavuştu.
***
Düşman ise boş
durmadı…
Bir yıla kalmadan, FETÖ darbeye;
sahipleri ülkemizi işgale kalkıştı.
250 şehit daha
verdik.
Sonrası…
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu
gazetemize anlattı;
FETÖ ile mücadelede henüz
yolun yarısındayız.
Yani, ufak bir boşluk bulurlarsa
aynısını yeniden denemekten çekinmezler.
“OHAL
kalksın” diye çırpınanların kime hizmet ettiğini
gördük.
15
Temmuz’a “kontrollü darbe” diyenlerin de
aynı siyasetçiler olmasını bir kenara not aldık.
Zaten biliyorduk da, sağlamasını
yaptık.
Bu arada yeryüzünün en
karaktersiz suratlarının mahkemelerde sırıtmalarına, tehditlerine,
pişkinliklerine, yalancılıklarına şahitlik ettik.
Sahi, fırsat bulduğunda Yunan’a
sığınan hainleri bu denli umutlandıran ve cesaretlendiren
neydi?
Hesaplaşmanın “tamam
ya da devam” adımını oluşturacak 24 Haziran
yaklaşırken…
Yoksa…
Unuttuk mu?
***
Suriye sınırımıza binlerce tır ve
uçakla ağır silah yığıldı.
ABD, Fransa, İtalya
orada…
Yani tam karşımızda…
Çok can sıkıcı ama, gerçek
böyle…
Düşmanın şakası yok…
Doğrudan silahlı müdahale
denemeleri, hibrit savaş taktikleri…
Her türlü hile, yalan, algı
yönetimi…
Ne ararsanız var…
Eski Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ’un dediği gibi…
Mücadele falan değil; doğrudan
savaş…
***
Acı gerçek şu ki, bunların siyasi
uzantıları da yek vücut tam karşımızda…
CHP, 7 Haziran’da HDP’ye barajı
aştırmak için ne yaptıysa, aynısını 24 Haziran’da da
deneyecek.
Her evden bir oyu HDP’ye
isteyecek.
Bunun talimatını açık açık Kandil
vermedi mi?
Kılıçdaroğlu, PKK ve FETÖ ile
mücadeleden tek kelime edilmeyen beyannamesine özerkliği
eklemedi mi?
***
Hesap belli…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun amacı,
özellikle Alevi vatandaşların oylarını HDP’ye
yönlendirmek.
“İnşallah
başaramaz” diyorum ama, sonucu sandık
gösterecek.
Muharrem İnce de HDP
bayraklarının dalgalandığı mitinglerinde terör
sorunu değil, ısrarla Kürt
sorunu diyerek, Kandil’e sözcülük ettiğinin en somut
ipuçlarını vermiş bulunuyor.
PKK ve FETÖ gibi sürekli yalan
üreterek aynı zihinden beslendiğini apaçık gösteren bu ittifak,
‘olmaz’ları zorlayıp yeni bir 7
Haziran denemesi yaparken…
Beni düşündüren asıl
soru…
Acaba AK Parti, MHP
ve BBP seçmeni ne yapacak?
***********************
Kılıçdaroğlu’ndan İnce’ye
90’lık gol
FETÖ aynı şeyleri daha önce Kemal
Kılıçdaroğlu’na da söyletmişti ama, unutuldu tabii…
Neydi o?
ABD’den FETÖ elebaşını istemek
için gönderilen dosyalarda dişe dokunan bir şey olmadığı, kolilerin
büyük çoğunluğunda gazete kupürleri bulunduğu, bunların da
İngilizceye bile tercüme edilmeden ABD’ye yollandığı
yalanları…
Aynı zokayı Muharrem İnce
yuttu.
Hem de ABD’den bir yetkilinin
aradığını söyleyerek…
FETÖ’nün oyuncağı olduğunu
böylelikle ifşa eden İnce’ye buradan en sıkı golü kim attı, biliyor
musunuz?
Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu…
***
Muharrem İnce’nin yalanına,
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gönderilen dosyaları
incelesinler” restini çekmişti
malumunuz…
CHP’nin avukatları
inceledi…
Hatta aralarında FETÖ’cülerin
avukatlığını yapan Erol Aras da vardı.
Dosyaların incelendiğini ve bir
rapor hâlinde Muharrem İnce’ye de sunulduğunu ise Kılıçdaroğlu
açıkladı.
CHP lideri, ABD’ye sunulan
belgelerin yeterli olduğunu ve ABD’nin bu belgeler karşılığında
FETÖ elebaşı Gülen’i hemen iade etmesi gerektiğini
söyledi.
Aynı bilgilere sahip olduğu
ortaya çıkan Muharrem İnce’nin ise bu gole karşı gıkı
çıkmadı.
********************
Bir cevap
yeter
FETÖ-PKK destekli
ittifak, buradan vurunca hemen üste çıkıyor;
-
FETÖ’yü ben mi palazlandırdım?
-
PKK’lıları Habur’da ben mi karşılattım?
Onlara tek şey
söyleyin;
Erdoğan, hatası varsa bunu da
söylüyor. Ya bugün, bu örgütlerle canı pahasına verdiği mücadelenin
aksini yapsaydı Türkiye’nin hâli n’olurdu?
Siz kendi hesabınızı verin.
Erdoğan hata yapsa bu sizi aklıyor mu?