Cumhurbaşkanı belli ki kılı kırk
yarmış ve CHP’liler gibi muhalif seçmenin hassasiyetlerini de
dikkate almış.
Gerek isim, gerekse devlet
başkanlığı uçağı konusunda…
***
İstanbul Havalimanı açılışına
giderken, isminin ne olacağı tabelalarda ortaya çıkmıştı
zaten…
Benim asıl merakım, boyama ve
test uçuşları tamamlanan yeni uçağımız Boeing
747’yle açılışa gelip gelmeyeceğiydi.
Yol boyunca konuştuğumuz ikinci
mevzu ise Atatürk Havalimanı’na gerek kalıp
kalmadığı oldu.
Şahsen, şartnameye uygun ve
teknik olarak mümkün ise az da olsa buradan uçuşların devamından
yanaydım.
Şehrin merkezindeki böylesine
devasa bir yatırımın sadece park olmasına içim el vermiyordu
nedense…
***
Biz yol boyunca bunları
konuşurken, yeni havalimanına ulaşmıştık.
Aracımız adım başı kontrolden
geçerken, davetiyelerimizi iyi ki yanımıza almıştık.
Oysa, davetiyeleri göstermemiz
gerektiğine dair hiçbir uyarı bulunmuyordu üzerinde…
Yoğun davetli konvoyu arasında
ilerleye ilerleye giriş çadırına varıp, terminale girmemizi
sağlayacak kartlarımızı aldık.
İyi bir
zamanlamayla Türk Yıldızları’nın muhteşem
gösterisini izleme şansı da
yakalamıştık.
***
Kayıtların yapıldığı çadırda bir
ara Aziz Yıldırım çalındı
gözüme…
“Yahu Başkan, n’olacak bu
Fener’in hâli?” diye soramadan kayboldu kalabalığın
içinde…
Hoş, sorsak ne diyecekti
ki…
Neyse…
***
Konukların, kayıt çadırından
sonra yeni havalimanında taşımacılığı üstlenen
Havaist otobüsleri ile aktarıldığı muhteşem terminal
binasına ilk ayak basan konuklar arasında bulunmak farklı bir duygu
yaşattı hepimize…
Henüz çevresindeki çalışmalar
tamamlanmasa da, terminale iner inmez, bambaşka bir yere
geldiğimizi anlamıştık.
Her detayı ince ince düşünülmüş,
Atatürk Havalimanı ile mukayese bile kabul etmeyecek devasa ve çok
modern bir eser konulmuştu ortaya.
İGA konsorsiyumu ortaklarından
Mehmet Cengiz, bir hafta önce birlikte Mardin’e yaptığımız
seyahatte pek çok detayı anlatmıştı ama, İstanbul Havalimanı’nı
kendi gözlerimizle görmek heyecan vericiydi.
Nazar boncuklu 7 giriş kapısı
bulunan terminal girişinde normal yolcular gibi
aranırken “Ben uçmayacağım, resepsiyona
geldim” esprileri havaya uçuşuyordu.
Sonrasında, konukları yeni
kıyafetleriyle THY hostesleri karşılıyordu ki, gerçekten
yakışmıştı.
***
Açılış töreninin yapılacağı
salonda, sahneye konulan kürsünün, yeni havalimanının kontrol
kulesi şeklinde dizayn edilmesi, en fazla dikkat çeken detay
oldu.
Başta İhlas Holding Yönetim
Kurulu Başkanımız Ahmet Mücahid Ören Bey olmak üzere, İhlas Medya
Grubu yöneticilerimizin tam kadro katıldığı açılışta, TGRT Haber de
kesintisiz yayındaydı.
Konuklar ise TV’lerle
yarışırcasına terminalin her köşesinden fotoğraflar çekip, sosyal
medyadan paylaşma çabasındaydı…
Tabii, bu arada olan tiryakilere
oldu.
Devasa yapıda dışarı çıkıp gelmek
çok zaman alacağından, onlar hayli zor bir gün yaşadı.
***
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrasının konseri sürerken, ekranda Cumhurbaşkanımızın uçağı
göründü.
Erdoğan, Katar Emîri’nin hediye
ettiği Boeing 747 değil, Airbus 340 tipi
CAN uçağıyla alana indi.
Ve böylece sürpriz beklentim suya
düştü…
Sonrasını canlı yayında izlediniz
zaten…
***
Cumhurbaşkanı, Atatürk
Havalimanı’nın, yeni havalimanı tam kapasiteyle hizmete
girdiğinde ticari seferlere kapanacağını, ancak havalimanı vasfını
koruyacağını açıkladı.
Anlaşılan o ki, Atatürk
Havalimanı tamamen kapanmayacak, en azından özel jet uçuşları devam
edecek.
Mevcut terminal binaları fuar
alanına dönüştürülerek, buradan maksimum fayda
sağlanacak.
En
önemlisi, ilerleyen yıllarda şayet ihtiyaç
duyulursa yeniden uçuşlara açılması gibi bir kapı
açık tutulacak.
Cumhurbaşkanı, bu açıklamayla hem
yatırımın ziyan edilmeyeceğini söylemiş oldu, hem de Atatürk
Havalimanı isminin yeni alana taşınması tartışmalarına son
verdi.
Her ikisi de memleketimize
hayırlı olsun.
***
Son notlar…
Açılışın
sürprizleri 11. Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül ve dinimize hakaret eden rakibini fena
pataklayan Dağıstanlı boksör
Nurmagomedov’un katılımları oldu.
Gezi eylemleri sırasında yeni
havalimanını engelletmeye çalışan Almanya Şansölyesi
Merkel’in, tam da açılış günü yeniden parti başkanlığına
aday olmayacağını açıklaması, kaderin garip bir cilvesi
gibiydi…
Töreni
izlerken Suriye Türkmenleri Meclisi eski Başkanı Samir
Hafez’in telefonuma gönderdiği bir mesaj, aslında her
şeyin özetiydi.
Şam Havaalanı ve İstanbul
Havalimanı fotoğraflarının altına yazdığı notta şöyle diyordu
Hafez;
“Biri Şam Havaalanı,
diğeri İstanbul…
Şam’daki rejim yüz milyar
doları halkını öldürmek için harcadı…
Diğeri halkının refahı
için.”
***
Devamını ben
getireyim…
Üstelik Erdoğan’a diktatör
diyenler, Esad’ı savunurken…
O Erdoğan ki, havalimanının
isminde bile onların hassasiyetlerini gözetirken…
*********************
Düzeltme: Önceki yazımızda istifa
eden başkanlar arasında Uşak ilimiz sehven sayılmıştır. Düzeltir,
özür dileriz.