Gündemimiz önce Suriye idi...
Sonra Doğu Akdeniz’e ve Libya’ya yoğunlaştık, sıra Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaşa geldi.
Hiçbiri birbirinden bağımsız değil ve karşımızda konumlanan güçler aynı.
Hem dışarıda, hem içeride!...
***
Bu tablo, Türkiye’nin dışarıdan giderek kuşatıldığı endişesi
oluştursa da binlerce yıllık devlet aklımızın bunları öngörüp
hazırlıksız yakalanmayacağını hesaba katmamız lazım.
Geçen sene karamsar tablolar çizerek “Fırat’ın batısına adımınızı dahi atamazsınız” diyenler, Barış Pınarı Harekâtı’nda gerekli cevabı almıştı.
Son örneği, Rusya ve İran’dan aldığı destekle şımarıklığa kalkışan ve Mehmetçiğimize saldıran Suriye’deki diktatör Esad’a bu yılın başında İdlib’de verilen cevap oldu.
Akabinde Libya’daki kukla Hafter devreye girdi, orada da gereken yapıldı.
Mısır’da darbeci Sisi, asker gönderme tehdidiyle Libya’ya adımını atacak oldu, karşılığını gördü.