CHP lideri Kılıçdaroğlu, unuttuğu
cümleyi böyle tamamlamalıydı aslında.
Kaçıranlar olduysa kısaca
bahsedeyim…
Önceki gün grup toplantısında
konuşuyordu…
Kuvayımilliye’den
girip, ‘vatan sevgisinden’ çıkacaktı ki,
yeni bir komediye imza attı.
Hem de öyle böyle
değil…
Şöyle dedi;
“Hiç kimse Mustafa
Kemal’in şu sözünü unutmasın…
Hattı müdafaa yoktur…
Hattı müdafaa yoktur… (Devamını unuttu)
Affedersiniz! (Konuşma
metninden cümleyi bulup devam ediyor)
Hattı müdafaa yoktur,
sath-ı müdafaa vardır.”
***
Lafa gelince Atatürkçülüğü
kimselere bırakmayanların, ilkokul çocuklarının bile bildiği
Atatürk’e ait bir sözü unutması neyse de…
Atladığı daha önemli bir mevzu
vardı Kılıçdaroğlu’nun..
Unutarak es geçtiğini falan da
zannetmem…
Kendi seçmenini yönlendirerek
TBMM’ye girmelerini sağladığı iki HDP’li
milletvekili, bir gün önce PKK’lı
teröristin cenazesindeydi…
Kırmızı listeden temizlenen bu
terörist, 15 yaşında şehit düşen Eren
Bülbül kardeşimizin de katiliydi.
Kılıçdaroğlu, desteklediği
HDP’lilerin terörist cenazesine katılmasına tek kelime
etmedi.
Kendisi gibi, FETÖ’nün, PKK’nın
her yalanına car car konuşan CHP’liler de günlerdir sus
pus…
Mesela CHP Sözcüsü Bülent
Tezcan…
Meclis’te yemin töreni yapıldığı
gün “6 milyon vatandaş oy vermiş. Nereden gittiyse
gitti… Bunlar kalkıp da terörist demeye kimsenin hakkı
yok” demişti.
“HDP’yi terörle
yaftalayamazsınız” diye çıkışan Tezcan, Eren
Bülbül’ün katili teröristin cenazesine katılan o HDP’lilere neden
tek kelime etmedi?
***
Ve Kılıçdaroğlu ile koltuk
kavgasına girişen Muharrem İnce…
O da daha geçenlerde Tweet atıp,
Erdoğan’a “CHP ve terör örgütleri arasında utanmadan
bağlantı kuruyorsun. Elinde bilgi/belge varsa çık açıkla. Yoksa
tarihin en büyük yalancısı ve iftiracısı
olursun” diye efelenmişti.
Belge isteyene işte
belge…
İnce’nin aldığı oyla CHP’nin oyu
arasındaki fark bile, HDP’ye giden desteği
göstermekte…
Yani…
Rakibinin ‘terörü
müdafaa’ için neler yaptığı ortada…
Haydi iki satır da şimdi yazsana
Muharrem İnce!..
*****************
Temelli ne zaman
çıkacak?
Net rakamları, Başbakan olarak
medyaya son iftiranı veren Binali Yıldırım
açıklamıştı;
Askerlik çağı gelenlerin
sayısı 585 bin.
Yoklama kaçağı
sayısı 570 bin.
Bakaya durumunda
bulunanlar 57 bin.
Firarda olanlar 6
bin.
***
Devam edelim…
Öğrenci olduğu için askerliğini
erteleyenler 1 milyon 886 bin.
Öğrencilik dışında askerliğini
erteleyenler 2 milyon 930 bin.
***
Sonuç; askere alınması
gereken 5,5 milyon insan...
Şu an silah altında bulunan er
sayısı 360 bin 869.
Önümüzdeki yıl 346
bine düşecek.
Yani…
İhtiyacın çok fazlası
var.
***
Bedelli şarttı…
Askerlik için biriken mevcut
sayıyı bile TSK 16 yılda ancak
eritebilirdi.
Buna bir de her yıl ilave olan
yüz binlerce genç eklenecekti.
Doğru bir kararla bedelli
Meclis’e geldi.
***
Şimdi bu meseleyi kökünden
halletmek için yeni bir çalışma lazım -ki yapılıyor.-
Etrafımızda, askerlik sebebiyle
işini kaybeden ve sonrasında mağdur olan çok insan
var.
Elbette vatan görevi kutsal ama,
devletimiz de, ordumuz da artık çok güçlü…
Terörle mücadeleyi profesyoneller
yürütüyor, er ve erbaşlara arka planda lojistik destek
hizmetleri düşüyor.
Burada da ihtiyaç hızla
azaldığına göre, milyonlarca gencimizi yıllar süren belirsizliğe
itmenin anlamı yok.
Herkes ne yapacağını bilsin,
işine gücüne baksın.
İş gücüne katılımla sağlanacak
fayda da vatan görevi değil midir sonuçta…