Bu seferki ittifak, 24
Haziran’daki kadar basit değil.
AK Parti ile MHP’nin işi kısmen
daha kolay…
Çünkü tabanları birbirine
yakın…
Peki, öbür tarafta durum öyle
mi?
***
Kürt partisi olduğunu iddia eden
HDP, Kürtlere olmadık ezayı-cefayı çektiren
CHP ile ne kadar örtüşüyor?
Veya ‘milliyetçilik’ iddiasındaki
İyi Parti ile…
Ya 28 Şubat mağduru
Saadet’in, darbelerin başaktörü
CHP ile yeniden ittifak arayışına ne
demeli?
Bunca çelişki ortada dururken bir
kılıf bulmuşlar, toplumun farklı kesimlerini uzlaştırmak
istediklerini söylüyorlar.
Samimi olarak yaptıklarına
inansak alkışlayacağız da, biliyoruz ki ‘el mecbur’ bir araya
geliyorlar.
İster siyasi denklem deyin, ister
birilerinin dayatması…
Ortak hesap; AK Parti’yi
devirmek…
İyi de…
Nasıl?
***
Kılıçdaroğlu’nun gözü; özellikle
İstanbul ve Ankara’da, HDP’li Kürt seçmenin
oylarında…
Oysa 2014 seçimlerinde
İstanbul’da AK Parti 47,9-MHP yüzde 4 oy
aldı.
Etti mi yüzde 52…
Hadi tepki oylarının iki puan
götüreceğini varsayalım…
Yine kalır yüzde 50.
***
AK Parti’nin milletvekilliği
sandığında çok oy kaybettiği 24 Haziran başkanlık
seçimi sonuçlarına da bakalım…
Cumhur İttifakı 4,8 milyon oy
almış.
HDP’yi de içine katarsak, öbür
ittifak 4,6 milyon.
Aradaki fark,
222 bin kişi…
Benzer tablo, Ankara’da da
var.
Aynı hesapla oradaki fark,
264 bin oy…
***
Mahalli seçimlerde adaylar
elbette çok önemli…
Ancak son yıllardaki bütün
seçimlerden elde ettiğimiz tecrübeyle şunu
söyleyebiliriz;
İttifak yapanlar hariç, partiler
arasında oy geçişkenliği olmuyor.
Sonucu oy
devşirme planları değil, seçmenin sandığa gidip
gitmemesi etkiliyor.
Özellikle AK Parti’nin bu noktaya
hassasiyet göstermesi gerekiyor.
***
Rakamları bırakıp, işin bir de
‘duygusal’ tarafına bakalım.
“İttifak yaptık, hadi
bana oy ver” demekle iş bitmiyor…
HDP, bu desteğin karşılığında
CHP’den ne isteyecek?
Durun bir tahminde
bulunayım…
Başkan yardımcılığı, meclis
üyeliği, PKK sempatizanlarının işe doldurulması olabilir
mesela…
Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel
Müdürlüğü’nde yapmadığı iş değil ya…
***
Merakıma mucib olan bir başka
nokta…
Doğu ve Güneydoğu’da HDP’nin
güçlü olduğu noktalarda iş birliği olacak mı, ittifak yapılacaksa
nasıl olacak?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
HDP’li başkanların yine Kandil’e hizmet etmesi durumunda,
yeniden kayyum atayacaklarını peşinen ilan
etmişti.
E, huylu huyundan
vazgeçmez!..
Terör örgütü de kendine
çalışmayan başkan istemez…
Sonucu bile bile lades mi derler,
yoksa CHP’den aday koyup onları mı
desteklerler?
Öyle dahi olsa, HDP’nin
amaçlarına hizmet etmeyen CHP’li isterler mi?
Daha seçime dört ayımız
var…
Ortaya çıktıkça uzun uzun
konuşuruz.
******************
Sahte senetle can yakan
çeteler
Bu konuyu çok yazdım, çok
söyledim…
Ne var ki, kendim söyledim,
kendim işittim.
Geçenlerde
Bodrum’dan benzer bir haber geldi.
Adamcağız, güvenemediği için
evini satmaktan vazgeçtiği çeteye, yaptıkları sigorta masrafı için
2 bin 200 liralık senet vermiş.
Çete de senedin üzerindeki imzayı
taklit edip, 250 bin liralık yeni borç
üretmiş…
Sahte senetle bir de evine haciz
göndermiş.
Maalesef sahte imza konusunda
adli tıp ve mahkemelerin atadığı bilirkişiler çok
yetersiz…
Bunu bir yakınımın başına gelince
gördük.
Hoş, taklit olduğu konusunda
güçlü bulgular ortaya koydu, hatta savcı ‘hayatın olağan
akışına tamamen aykırı’ diyerek ağır cezada çeteye dava
bile açtı ama, adamlar güçlü avukatlar tutup, bir yolunu buldu ve
yine beraat etti.
***
Yıllardır bu konunun üzerinde
çalışan, hatta Yargıtay’da seminerler düzenleyerek yüksek
yargıçları bilinçlendirmeye çalışan öğretim görevlisi avukat Ahmet
Karaöz’le geçenlerde yine bu konuyu konuştuk.
Durum gerçekten
felaket…
Yüksek Yargı’dan falan umut yok
anlayacağınız.
Sayın Adalet Bakanımız Abdülhamit
Gül’den ricam; bu konuya acilen el atmaları ve meydanı bu çetelerin
elinden ivedilikle kurtarmaları.
Yoksa daha çok canlar yanacak,
çok…