Taktikleri hep aynı…
Haklı bir gerekçeyle halkı sokağa dök…
Sonra mevzuyu halkın ve ülkenin aleyhine olacak asıl amaç için kullan.
Yeryüzündeki onca casus ve terör örgütü işte bunun için besleniyor.
Ekonomik göstergelerimizin cumhuriyet tarihinin en iyi rakamlarına ulaştığı 2013 Mayıs’ında biz de yüzleşmiştik bununla.
Gezi’de çadırları yakma provokasyonunun hemen ardından o gün İstanbul’u yönetenler özür dilemiş, lakin olaylar gece daha da büyümüştü.
Mahalle baskısı korkusundan kimsenin -Gezi’yi kışkırtanlar aleyhine bile- yazıp çizemediği o günlerde, kirli niyeti faş eden ilk manşeti atmak bize nasip olmuştu.
Sonra arkası çorap söküğü gibi geldi zaten.
O gün ve sonrasında kirli hesaplarla devirmeye çalıştıkları Recep Tayyip Erdoğan da milletimizin feraseti sayesinde bugün dimdik ayakta…
Ne yazık ki, o kirli tezgâhı kurgulayanların siyasetteki ayakları da!
Her hafta bir yabancı ülkenin büyükelçisi ile görüşürler, destek isterler, destek verirler; Kandil’den bile ittifak çağrısı alır, uygulamalı cevap verirler; bunların kimini açık, kimini gizli yaparlar ama siz “dış güç” dediğinizde ilk bunlar hoplayıverir, “Nerede o dış güç?” diye peşlerinden giden sazanları keklerler!
“Yok” dedikleri dış güçlerin ajanları 15 Temmuz’da bunları kullanarak Türkiye’yi işgale kalkıştığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti öyle bir cevap vermişti ki…
Çökerttiklerini zannettikleri Türk güvenlik güçleri, besledikleri teröristleri hem sınırlarımızın içinde, hem sınırımızın dışında, hem de devletimizin içinde ezdi geçti.
Karşı taraf da boş durmuyor, ekonomik saldırılarla sistemi yeniden ele geçirmenin, her şeyi başa döndürmenin hesaplarını yapıyor.
Bu sadece içeride olan-biten…