Farkında mısınız; ne kadar boşta gezen sorumuz var…
Meselâ; kendi atamıza, soyumuza niye düşmanız?
Burası Ermenistan mı ki, çocuklarımızı Türk büyüklerine düşmanlıkla
yetiştiriyoruz?
Cevabını kimsenin kurcalayamadığı bir başka soru;
“Çanakkale Geçilmez” deyip kovduğumuz düşman, iki yıl sonra nasıl
oldu da Çanakkale’yi geçip İstanbul’u işgal edebildi?
Hadi işgal etti…
Niye son padişahı alıp gitti?
Ders kitaplarında anlatıldığı gibi İngiliz uşağı ise İngilizlerin
onu götürmesi mi gerekirdi, iktidarını sağlamlaştırması mı?
***
Vahdettin Han’a vurulan hain damgasının bir türlü yıkılamaması,
birkaç yıl önce Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı
Prof. Mehmet Ali Beyhan’ı da isyan ettirmiş “Tarihçiler konuşmaya
korkuyor” demişti.
Kendisinden hazzetmeyiz ama, Can Dündar gibi birisi bile belgesel
yapıp, havada gezen birkaç soru sorunca âdeta linç edilmişti…
Korkup susunca aklımızdaki soru cevap buluyor mu peki?