Türkiye’de konut fiyatları iki yıl öncesine göre en az üç kat arttı.
2019 yerel seçimlerinde muhalefetin eleştirilerini hatırlayın…
Ne diyorlardı; Her yer beton, her yer inşaat… Biz yeşillik isteriz!
Hatta, “Vatandaşımız imkân buluyor da ev sahibi olabiliyor” diyeceklerine, hükûmetin vatandaşı bilerek uzun vadeli konut borcuna soktuğunu, bununla kendine mahkûm ederek seçim kazandığını bile söylüyorlardı.
İstedikleri oldu, inşaat yavaşladı.
Konut üretimi talebi karşılamayınca, bu sefer fiyatlar tırmanmaya başladı.
Bunun üstüne, piyasayı canlandırmak için kısa süre devreye sokulan 0,64 faizle krediyi fırsat bilip fiyatları patlatanlar da eklendi, tam oldu!
Geçen sene yaz aylarına böyle geldik.
Yaz sonu dövizdeki yükseliş ve pandeminin dünyada yol açtığı ham madde sıkıntısı maliyetleri katlayınca fiyatlar daha da fırladı.
Sektör temsilcileri, son dönemde satışların yüzde 80’ine yakınının yabancılara olduğunu söylüyor.
Yani, kendi vatandaşımız değil, vatandaşlık almak isteyenler konuta rağbet ediyor.
Malum, onun da çıtası daha yakın zamanda 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkarıldı.
Bunun sektörü nasıl etkileyeceğini göreceğiz.
Kendi derdimize dönecek olursak…
Geçen seneye kadar 1 milyon liraya alacağı konut, 2,5-3 milyona çıkan vatandaş için artık ev sahibi olmak çok ama çok zorlaştı.
Hükûmetin yıl başından sonra bu konuda adım atması bekleniyordu.