Madem artistik başlık attık, madalyonun iki yüzünü de anlatalım. AK Parti’den başlayalım önce… 31 Mart’ta Cumhur İttifakı oy kaybetmedi, hatta AK Parti geçen yılki genel seçimlere göre oy oranını bir miktar artırdı. Fakat seçim gecesi önce Antalya Büyükşehir’i kaybetmesi, daha sonra Ankara ve İstanbul’daki geçici sonuçlarda benzer bir tablonun ortaya çıkması alarm zillerini çaldı. Üstelik, bu iki şehirde ilçelerin büyük çoğunluğunu aldığı hâlde… Vatandaşın oyunun kıymeti ve büyüklüğü bir kere daha anlaşıldı. *** Gözlerin kilitlendiği İstanbul’da sandıkların bir bölümünde hile yapılmış, bu çok belli… Zaten belgeli. Maalesef teşkilat, sandıkları ve kendilerine emanet edilen oyları korumakta çok zayıf kalmış, o da ortaya çıktı. Mesele anlaşılınca gerekli itirazlar yapıldı ve 18 ilçede yeniden sayım, CHP’nin engelleme çabalarına rağmen başladı. Lakin görünen o ki, İstanbul’da kim kazanırsa kazansın, çok büyük bir farkla olmayacak. 25-30 bin oy, İstanbul ölçeğinde mahalle bile sayılmaz. Bana göre; bu bile, Binali Yıldırım gibi bir marka isim için züldür. Ki bu isim, AK Parti’nin ortaya koyabileceği en güçlü adaydır. *** İstanbul’un trafik gibi pek çok büyük problemi vark...