Bizim açımızdan sürpriz olmayan 24 Haziran sonuçları gösterdi ki;
AK PARTİ acilen derlenip toparlanmalı.
Yerel seçimler için şimdiden alarm zilleri çalmalı.
Cumhur İttifakı’nı bir seçimlik düşünmemeli, geleceğe taşımalı.
Kurulacak sağlam yapı, Erdoğan sonrası için de temel olmalı.
MHP, partideki bölünmeye rağmen, seçmenin sağladığı krediyi doğru kullanmalı.
Çizgi korunmalı, sürpriz çıkışlardan kaçınmalı.
AK Parti ile eş güdüm önemli, bu noktadaki hassasiyet devam etmeli.
Desteğin önemli bir kısmının, Türkiye düşmanlarına karşı Erdoğan’ın yanında durmanın ödülü olduğu unutulmamalı.
CHP, her ne kadar AK Parti’nin işine yarasa da, Muharrem İnce rüzgârından faydalanarak Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmalı.
Ancak, Kılıçdaroğlu istese bile, onu kaset kumpasıyla koltuğa taşıyanların buna izin vermeyeceği,
Partiyi mezhepçi kadrolarla hâkimiyetine alan Kılıçdaroğlu’nun kolay devrilemeyeceği,
İnce kadar realist ve doğrucu olmadığı,
7 Haziran-15 Temmuz tecrübelerine rağmen geniş kitleleri HDP’ye ve FETÖ destekli İyi Partiye oy vermeye ikna edebildiği,
24 Haziran’daki net sonuçlara karşın, seçmeni sokağa dökmeye teşebbüs edecek kadar gözünü karartabildiği,
Partiyi nasıl çökerttiği 80 milyonun gözü önündeyken dahi faturayı Muharrem İnce’ye kesebildiği akıldan çıkarılmamalı.
İYİ PARTİ, adayı Akşener’den fazla oy alarak CHP tarafından desteklendiğini ispatladı.
Akşener’in performansı, Muharrem İnce’nin yanında hikâye kaldı.
Şayet İnce siyasette varlığını sürdürürse, ilerideki seçimlerde işi zor.
Hele de İnce, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturursa, Akşener’in ve partisinin vay hâline…
***************
Ne olmalı, ne olmamalı?
- Seçim geride kaldı ancak siyasi tartışmalar soğumadı. Toplumda gerilim azalmalı.
- Ekonomiye hızlıca el atılmalı, piyasada boşluk bırakılmamalı. Bir daha kimsenin seçim öncesi gıda fiyatları ile oynayamaması için tedbir alınmalı.
- CHP, yalanlar ve provokatif senaryolarla seçmeni domine etmekten vazgeçmeli. Bunun, eninde sonunda kendini de vurduğundan ders çıkarmalı.
- Muhalefet olur da TBMM’yi kilitlemeye, Erdoğan’ı çalıştırmamaya kalkışır da erken seçim dışında seçenek bırakmazsa, bedelini ağır sonuçlarla ödeyeceğini unutmamalı.
- Yayın yasağı kalkana kadar sonuçları medyaya vermeyen AA, bundan sonra da bu politikaya devam etmeli. Hiçbir medya organı, cezayı göze alarak yasağı delememeli.
**************
Seçimin bomba lafları
Kemal Kılıçdaroğlu: Haziran iyilerin kazandığı, kötülerin kaybettiği aydır.
Muharrem İnce: ADAM kazandı.
****************
Bir yürekli CHP’li…
Gürsel Erol…
CHP’nin Tunceli Milletvekiliydi…
Kalleş terör örgütünün, memleketine izne giden öğretmen Necmettin Yılmaz’ı Tunceli’de katletmesine isyan etti.
TBMM kürsüsüne Necmettin öğretmenin fotoğrafıyla çıktı.
Fotoğrafın altında “Sen bizim şehidimiz ve onurumuzsun” yazıyordu.
Tunceli adına şehidimizin ailesinden özür diledi.
Terörün, sadece bir partinin meselesi değil, 80 milyonun ulusal problemi olduğuna dikkat çekti.
O hafta, Tunceli’de yapacakları yürüyüşe bütün milletvekillerini davet etti.
Meclis’te gösterdiği duruşu, Cumhurbaşkanı Erdoğan da telefonla arayarak tebrik etti.
***
Gürsel Erol, dediğini yaptı da…
PKK’dan gelen ölüm tehditlerine aldırmadan, bir grup CHP’li ile Tunceli’de teröre karşı yürüdü.
O yürüyüşte Muharrem İnce de vardı…
Sonra ne mi oldu?
Tuncelili Kılıçdaroğlu, Gürsel Erol’u, 24 Haziran’da CHP’nin 41 yıldır milletvekili çıkaramadığı Elâzığ’dan aday gösterdi.
Muhtemeldir ki kendisinden bu şekilde kurtulmayı planlıyordu ama, hesabı tutmadı.
Erol, uzun aradan sonra CHP’nin Elâzığ’dan çıkardığı ilk vekil oldu.
***
İşte bu Gürsel Erol, bugünlerde yeniden gündemde…
Kandil’in isteğiyle HDP’nin barajı aşmasını sağlayan…
FETÖ ve PKK’ya koltuk değneği olma uğruna partisini hezimete uğratan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı, Genel Merkez önünde oturma eylemi yapacağını açıkladı.
Sonra, muhtemeldir ki Muharrem İnce ile mutabakat sağlayarak vazgeçti.
Gerekçesini ise ‘partilileri karşı karşıya getirmemek’ olarak duyurdu.
Parti içi siyaset açısından doğru olabilir, orasını bilemem…
Ama Gürsel Erol gibi vatansever isimler PKK’ya bile meydan okurken…
Umarım bu defa da Kılıçdaroğlu’na boyun eğmezler.
*****************
Arabaları kurtardık, evleri ne yapacağız?
Meteoroloji “Trakya’da ve Marmara Bölgesi’nde ceviz büyüklüğünde dolu yağabilir. Tedbir alın” dedi...
Necip milletimiz alarma geçti.
Kapalı garaj bulamayanlar, koli, battaniye, yatak, yorgan ne varsa arabaları güzelce sarıp sarmaladı.
Hoş, uyarı boşa çıktı ama, olsun...
Mal canın yongası…
Arabaları korumak lazımdı.
***
Bakın size şimdi başka bir uyarıyı hatırlatayım.
Devlet riskli binalardan kurtulmak için kentsel dönüşüm başlattı malum…
Fakat sunulan büyük fırsatlara rağmen istenen ilgi bir türlü toplanamadı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı geçen yıl açıklama yaptı.
Dedi ki,
“Marmara’da 5 kırık fay, büyük bir tehlike olarak bekliyor.
İstanbul depreminin 2030’a kadar gerçekleşmesi ve 7,0’nin üzerinde olması bekleniyor.
Bu deprem binaların yüzde 10 - 15’ini yani en az 600 bin konutu yıkar.
Minimum 10 bin can kaybı, 18 milyar TL zarar olur.”
Allah korusun!
Allah korusun!
***
Bu uyarının zannetmeyin ki 2030’a kadar zamanı var…
‘O tarihe kadar her an olabilir’ anlamındaydı…
Biz ne yaptık peki?
Seçim döneminde çürük, kaçak binalarımıza af geldi diye sevindik, ruhsatını almaya çalışıyoruz.
Haydi, ‘canımızı önemsemiyoruz’ diyelim…
Yahu “Eviniz yıkılabilir” diyoruz…
Bunu da mı umursamıyorsunuz?