Epeydir notlarımda duruyordu ama, Ukrayna’da savaş patlayınca bir türlü elim değmedi.
Mevzu şu;
İngiltere, Brexit kararıyla Avrupa Birliği’nden çıkınca, çok sayıda şirket merkezini Londra’dan Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a taşımış.
E hâliyle bu da konuta talebi artırmış.
Orada kafana göre arsa çevirip, hemen yeni toplu konutlar da dikemiyorsun.
Herkes mevcut konut stokuna yüklenince, aşırı talepten ev fiyatları patlamış.
Kenarda parası, bankada kredisi olan birçok Hollandalı, yüksek kira getirisinden dolayı Amsterdam’da ev almaya hücum etmiş.
Şehrin yerli sakinleri de bakmış fırsat ayağına gelmiş; evini kiraya verse gül gibi yaşayacak…
Oturdukları konutları yabancılara kiralayıp, çok daha uygun maliyetle oturacakları başka şehirlere taşınmaya başlamışlar.
Lakin, açgözlülük sadece bizde yok!
Hollanda İstatistik Kurumu (CBS) verilerine göre, Amsterdam’daki evlerin yüzde 6’sı, daha yüksek kira geliri beklentisiyle uzun süredir boş tutuluyormuş.
***
Bir yanda şehre gelenlerin konut ihtiyacı, öbür tarafta 1.500-2.000 avroyu beğenmeyip, olmayacak rakamlar istendiği için boş kalan evler yetkilileri harekete geçirmiş.
Meğer “özgürlükler ülkesi (!)” Hollanda’da “Serbest piyasa kardeşim! Mal benim değil mi? İstediğim fiyatı çekerim… İster kiraya veririm, istersem boş tutarım” diye bir şey yokmuş!
Amsterdam Belediye Meclisi acilen toplanmış, yüksek kira beklentisi ya da “tadilat yapıyorum” bahanesiyle boş tutulan evler için sıkı tedbirler almış.
Belediye Meclisi’nin yeni kararları mucibince, mülk sahipleri bir ev boşaldıktan sonra üç ay içinde belediyeye bilgi verecek, belirlenen ve mümkün olan en kısa sürede evi yeniden yaşanabilir duruma getirecek, yeni kiracı bulmak için elinden geleni yapmak zorunda olacakmış.
Konut sahipleri şayet bildirim yapmaz ve altı ay içerisinde evini kiraya vermezse ağır para cezasına çarptırılacakmış.