Bazen sen iş kovalarsın, bazen de
iş senin ayağına gelir ya!
Bu yazının konusu da öyle
oldu.
Çarşamba günü Ordu’nun Ünye
ilçesindeydim…
Daha önce ismini bile bilmediğim
Belediye Başkanı, yaptıkları hizmetleri yerinde görmem için ricacı
olmuştu.
Masa başında ahkâm kesmek yerine,
sahayı görmeyi önemserim…
Daveti geri çevirmeyip
gittim.
O belediye başkanı, cuma günü
müfettiş raporuyla görevden alındı.
Bize de bugün Ünye’nin tanıtım
atağı, turizm potansiyeli, yer altına taşınan çöp sistemi, tarihî
yapıların restorasyonu, şehir merkezinin köy görünümünden
kurtarılamaması gibi konuları yazmak yerine, bu hadiseyi kaleme
almak düştü.
***
Açıkçası, gittiğimde fark ettim
ki Başkan’ın davet gerekçesi zaten sadece belediye hizmetlerini
anlatmak değilmiş.
Sıkıntılıydı...
Ekibi, kıyısından
köşesinden ‘iyi niyetli olmadığını’ iddia
ettikleri bir inceleme geçirdiklerini
anlattı.
Önce fısıltı gazetesi yoluyla
ilçeye müfettiş geleceğini duymuşlar.
“Yok canım, nereden
çıkarıyorsunuz bunları?” falan demişler hatta…
Bir ay kadar sonra o söylentiler
gerçeğe dönüşmüş.
Devamını Başkan’dan dinlemek
istedim.
Asla yazmamam şartıyla kim ya da
kimlerin hedefi olduğunu gerekçeleriyle birlikte dökmeye
başladı.
Vahim şeyler
söyledi…
“Bir trafik polisi, isterse ceza
yazacak bir şey muhakkak bulur” dedi, müfettişin de böyle bir
hedefle gönderildiğini iddia etti.
Müfettiş raporundan bir
şey çıkmayacağını, asıl amacın yeniden adaylığını engellemek
olduğunu ekledi -ki en önemli nokta
burasıydı…
***
Verdiği bilgilerin doğruluğundan
emin olmadan iddialarını açık biçimde zaten yazamazdım, yazmam
da…
Fakat Başkan Ahmet Çamyar’la
görüşmemde asıl şaşırtıcı olan şuydu;
Bunları kesinlikle yazmamamı
istiyorsa, bana neden anlatıyordu?
Bunu sordum
kendisine…
“Çünkü Ankara’da kimseye
ulaşıp derdimizi, haklılığımızı anlatamıyoruz. Nasıl bir tezgâha
çekildiğimiz konusunda üst mercileri bilgilendiremiyoruz. Belki siz
birilerine ulaşıp anlatabilirsiniz Yücel
Bey” dedi.
Tuhaf değil mi?
Bir AK Partili belediye başkanı,
bana anlattığı iddialarını Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Bakanımıza
ya da partisinin üst kademelerine aktaramıyormuş!
Başkan’a “Kusura
bakmayın ama, ben gazeteciyim. Gazetecinin görevi duyduğu şeyleri,
doğruluğundan emin olduktan sonra yazmaktır. Bunun dışında
yapabileceğim bir şey yok” deyip, Ünye’den
ayrıldım.
İki gün sonra da görevden el
çektirildiği haberi geldi.
Ve ben, vicdanımla baş başa
kaldım.
***
Yeni tanıştığım biri ve ilk kez
gittiğim bir yerle ilgili kanaat belirtecek fikrim
yok…
Müfettiş, belediyede yanlış işler
döndüğüne ilişkin bulgulara ulaştıysa buna da hak veririm, çok
doğru bir karar alınmıştır.
Ama soru işaretleri de yok
değil…
En başta, temayül yoklamasının
hemen öncesinin seçilmesi, Başkan’ın iddiasını güçlendirir
nitelikte.
Bana verdiği bilgi doğru ise daha
önce örneklerini gördüğümüz şekilde istifası falan da
istenmemiş…
“İyi de, bunu yapanlar
niye doğrudan aday göstermemeyi değil de, böyle bir yolu seçsinler
ki” diye sordum.
Söylediğine göre kamuoyu
anketlerinde de oyu yüzde 70’in üzerindeymiş, göreve geldiği bir
önceki seçime oranla oyunu yüzde 20’ye yakın artırmış.
Kendisini diskalifiye etmek
isteyenler de o kadar güçlü değilmiş, o yüzden daha dolambaçlı bir
yolu tercih etmiş.
***
Ben söyleyenin
yalancısıyım…
Değil yüzde 70, yüzde 90 bile oy
alsa, yanlış iş yapanın gözünün yaşına bakılmasın…
Eğer bizi yanıltmaya ve
kullanmaya yönelik bir çabaya girişilmişse bu yazıyı yazdım ki, o
da bilinsin.
Yok bu Başkan ya doğru söylüyor
ve sırf birilerinin menfaatine dokunduğu için bugün bunları
yaşıyorsa…
İddialarına yer vermemekle
birlikte, vicdani ve mesleki sorumluluğumun gereği uyarılarımı
yaptım.
Artık vebal benden
gitti…
Dilerim ki, devletimizin ve AK
Parti’nin üst mercileri “Gel bakalım, bir de bize anlat” deyip,
iddialarını dinler, araştırır ve ivedilikle gereğini
yapar…
Ve yine dilerim ki, kim ne
yapmışsa sonuna kadar üzerine gidilir ve kimsenin yaptığı yanına
kâr kalmaz.
****************
CHP’nin Ankara
sürprizi
AK Parti’nin Ankara adaylığı
Mehmet Özhaseki üzerinde yoğunlaştı.
Artık kesin gözüyle
bakılıyor.
MHP Melih Gökçek’e göz kırptı
ancak, bu fikrin çöpe gittiği anlaşılıyor.
Öte taraftan, AK Parti ve MHP’nin
yapamadığı ittifakı, CHP-HDP-İYİ Parti ve SP yine sağlayacak gibi
görünüyor.
Kamuoyunda en çok konuşulan isim
Mansur Yavaş’tı…
Ne var ki, CHP’den yapılan
“Bizden biri olacak” açıklaması, başka arayışların olduğunu
göstermişti.
Şimdi sürpriz bir isim
konuşulmaya başladı; Meral
Akşener…
Cumhurbaşkanı ve milletvekili
olamayınca “Bari belediye başkanı olayım” der mi?
Açıkçası, bir partinin genel
başkanı olduğu için bana biraz uçuk bir fikir olarak
geldi.
Fakat siyaset bu…
Kimin ne yapacağı, hesapların
nereye varacağı hiç belli olmaz.
****************
Abdülhamid Han’a saygı
geçişi
Kimseler bilmez ama, proje çok
kıymetli Ağabeyim Hayati İnanç’a
ait…
31 Aralık 2016 gecesi, Sultan II.
Abdülhamid Han’ın torunları ile birlikte çıktığı televizyon
programında şu cümleyi kurar;
“Cennetmekân Abdülhamid
Han değil mi ki Hicaz’a yaptırdığı demir yolunun Medine’deki
raylarına, Peygamber Efendimizin huzuruna yaklaşırken gürültü
yapmasın diye keçe döşetti…
Biz de ona vefa için,
Sultanahmet’teki türbesinin yanından geçen tramvay yolunda aynı
hassasiyeti göstermeli, o bölümdeki raylara günümüzün teknolojisine
uygun bir çözüm üretmeliyiz.”
Hayati Ağabey bu kadarını der ve
geçer…
Açıkçası, kimsenin bu çağrısını
işittiğine ya da alaka göstereceğine de ihmal vermez.
Fakat yanıldığını, birkaç gün
sonra telefonu çaldığında anlar.
Arayan, Metro
İstanbul AŞ Genel Müdürü Kasım Kutlu’dur…
***
Kasım Bey, kendisini dikkatle
dinlediğini, en kısa zamanda bu projenin hayata geçirilmesi için
gayret göstereceğini ifade eder.
Aradan epey bir zaman geçer,
Hayati Ağabey, kendisine verilen sözün unutulduğunu düşünür ama
öyle olmaz.
Kasım Kutlu, 10 Şubat 2018’de,
yani Abdülhamid Han’ın vefatının 100. yıl dönümünde aradığı Hayati
İnanç’a müjdeyi verir;
“Türbenin önündeki bölüme
plastik bağlantı sistemleri ile titreşimi azaltan raylar döşeyip,
makinistin korna çalmaması için ışıklı uyarı sistemi koyacağız ki,
bu kadarı sizin arzunuzu yerine getirmeye kâfi gelir
herhâlde…”
Hayati İnanç teşekkür eder, proje
mayıs sonunda tamamlanıp, hizmete alınır.
***
O günlerde biz de gazetemizde ve
köşemizde bu güzel hizmete yer vermiştik zaten…
Rayları yenilenen 150 metrelik
bölümde, tramvay geçişi sırasında şimdi led ışıklı uyarı sistemi
devreye giriyor ve yayalar tren kornası olmadan
uyarılıyor.
Akıllı sistem, yavaş hareket eden
yaşlı, engelli, bebek arabalı vatandaşların geçişini tamamlamasına
da fırsat veriyor.
Kırmızı renkli ledler, dalgın ya
da kulaklık takarak yürüyenleri de uyarmış oluyor.
Ama projede önemli bir eksik
var…
Tramvaydaki yolcular, özellikle
turistler bu detayı bilmiyor.
***
Geçtiğimiz günlerde güzel bir
haber daha aldım Hayati İnanç’tan…
Türbenin bulunduğu noktaya
uygulamayı anlatan bir tabela asılmasını önermiş,
olmamış…
Ancak Kasım Bey arayıp, bu
bilgiyi yolculara tramvayda aktaracaklarını, mümkünse kendilerine
levhaya yazılacak metni ulaştırmasını rica etmiş.
Bilgiyi benimle paylaşınca, bunu
tabela değil de, 150 metrelik o bölümden geçerken Türkçe ve
İngilizce anons yapmalarını önerdim.
Hangisi kabul görürse görsün,
yapılan bu hizmetin önemli bir eksiği nihayet tamamlanmış
olacak.