Önceki gün İzmir'de bir aile faciası yaşandı. Bir doçent, kendi gibi akademisyen olan eşinden boşanmak üzereydi. Beline 4 tane ruhsatsız tabanca koyarak eşinin yaşadığı evin önüne gelip pusuya yattı....
Önceki gün İzmir'de bir aile faciası yaşandı. Bir doçent, kendi gibi akademisyen olan eşinden boşanmak üzereydi. Beline 4 tane ruhsatsız tabanca koyarak eşinin yaşadığı evin önüne gelip pusuya yattı. Araçlarından inen karısına, minicik kızına ve kayınvalidesine kurşun yağdırdıktan sonra kalan mermiyi de kafasına sıktı. Kızı ve kayınvalidesi hayatını kaybetti, karısı komada...
Soracak öyle çok sorum var ki... Hani her şeyin başı eğitimdi? Ülkenin en eğitimli adamları, profesör olmasına çeyrek kalmış kişiler bile silah kuşanıp, yıllardır aynı yastığa baş koyduğu karısını, melek gibi günahsız yavrusunu, onların dünyaya gelmesine vesile olan kayınvalidesini gözünü kırpmadan öldürme güdüsüyle donanmışsa, "Batsın bu üniversiteler" mi diyelim? Hem dünyadaki hukuktan hem öte dünyadaki ilahi adaletten umudunu kesmiş bu insanlar, akademik kariyerleri boyunca nasıl bireyler yetiştirir? Bir doçent 4 adet ruhsatsız silahı nasıl ve nereden temin eder? Hırsız, uğursuz olsa yol...