Bu kadar derin bir küresel krizde, geçen ocak ayından bu yana
asgari ücret yüzde 100 arttı. Gelin görün ki, muhalefet buna da
burun büktü.
Allah'tan yaşım müsait de daha önceki iktidarların icraatlarını
gördüm. Memlekette yüzde 240 enflasyon varken işçiye, memura,
emekliye yüzde 25 zam koparmak için sendikalar dört takla atar,
uzlaşılamaz, grev ve lokavtlar yaşanırdı. Sırf bu yüzden üretimin
tamamen durduğunu gördüm ben. Kapalı fabrikalarının önünde,
üzerlerinde grev gözcüsü yeleğiyle sakalına ak düşüp halay çeke
çeke ihtiyarlayan işçiler gördüm. Türkiye'yi bölmeye çalışanlar;
mutsuz işçiyi, memuru provoke eder, çalışanı devlete düşman etmeye
çalışırdı. Bu toplumsal huzursuzluk, sosyal hayatın tüm
katmanlarına sirayet eder ve memleket bir kaostan diğerine
sürüklenip dururdu. Sayın Kılıçdaroğlu o günleri hatırlamıyor
olabilir. Çünkü o dönemde başında bulunduğu SGK'da röntgen
çektirmek isteyen hastalara 6 ay sonraya randevu vermekle
meşguldü...
Evet, bu ülkenin fedakar işçisine, çalışkan memuruna, vefakâr
emeklisine ne verilse az. Ama devletin yaptığı fedakarlık da az
değil. Şimdi şükretmeyi de bilmenin vaktidir. Kanaat etmenin,
tevekkül göstermenin zamanıdır... Hepsinden...