Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Anca gidersin 2016...

İlk kez bir yılı uğurlamıyorum, resmen kovalıyorum. Eminim siz de benimle aynı duygular içindesiniz. Patlamalar, suikastler, darbe girişimleri, hain tuzaklar, ihmal faciaları, ölümler, acılar, gözyaşları ile...

29 Aralık 2016 | 138 okunma

İlk kez bir yılı uğurlamıyorum, resmen kovalıyorum.
Eminim siz de benimle aynı duygular içindesiniz. Patlamalar, suikastler, darbe girişimleri, hain tuzaklar, ihmal faciaları, ölümler, acılar, gözyaşları ile tıka basa dolu bir yılı 'nihayet' geride bırakıyoruz.
Peki 2016'da ekranda en çok ne gördük? Kırmızı üzerine kocaman beyaz harflerle yazılmış, sürekli yanıp sönen 'Son Dakika' ibaresini... Onu her gördüğümüzde yüreğimiz kabardı.
Altına dizilen cümleyi korkarak okuduk. Haber bültenlerinin jeneriği dönerken dualar ettik.
15 Temmuz gecesini milletçe ayakta geçirdik. Kimi ekranları başında, kimi tankların üzerinde salavat getirerek... Günlerce sela vermekten selam vermeye vaktimiz olmadı.
Yıllar sonra biri bana '2016' dediğinde gözümün önünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk ekranlarında Hande Fırat ile yaptığı telefon bağlantısı ile TBMM'nin bombalandığı o dehşet anı canlanacak.
Eminim 2016 panoramasını yapan programlarda az önce sıraladıklarımı tekrar tekrar izliyorsunuzdur.
Ben farklı bir şey yapacağım. Bunca kötülüğün, vahşetin, dehşetin yaşandığı 2016'nın ekranından 'güçlükle süzdüğüm' iyi anları sıralayacağım sizlere, 2017'ye umut olsun diye...

YÜREĞİMİZ TİTREDİ
Bir eli öpülesi şehit babası vardı. Şehit Uzman Çavuş Nuh Özdemir'in babası Mehmet Amca... Ordu'da yaşadıkları evin yolu yoktu. Şehit haberini vermek için yolu özel olarak dozerlerle açmak zorunda kalmışlardı.
Virane halinde, duvarları naylon torba ile örtülü ev, hepimizin yüreğini dağlamıştı.
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, hemen Mehmet Amca'yı arayıp evlerinin onarılacağını söylemişti. Peki o baba ne yanıt verdi? "Burada bizimki kadar kötü durumda sekiz ev daha var. Mümkünse hepsini tamir edin..." O gönül insanı, diğer yedi komşusu aynı sefaleti yaşarken, gıcır gıcır bir evde oturmayı gururuna yedirememişti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı 22 Kasım 2024 | 175 Okunma Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı? 21 Kasım 2024 | 551 Okunma Sosyal medya geneleve döndü 20 Kasım 2024 | 998 Okunma Ahlaklı esnafa mektubumdur 19 Kasım 2024 | 257 Okunma Bir gün cayır cayır yanacağız!.. 17 Kasım 2024 | 141 Okunma