Öneri siyasilerden, bürokratlardan ya da teknokratlardan
gelmedi. Fikrin sahibi, arabama yıllık bakımını yapan servisin
ustabaşıydı.
Malum, otomobil; arz sıkıntısı nedeniyle giderek bir yatırım aracı
haline geldi. Bu nedenle de stokçulara gün doğdu. Sıfır araçları
satmayıp, kapalı otoparklarda bekletiyorlar ki, fiyatları daha da
artsın.
Bizim ustabaşı da "Neden bu araçların takibi yapılmıyor?" diye
sorup ekliyor: "Üretilen ya da ithal edilen araçların takibi bizzat
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılsın. Vatandaş, araç
talebini Bakanlığa yapsın. Bakanlık da hak sahibine 'Aracınızı şu
bayiden/ galeriden alabilirsiniz' diyerek rehberlik etsin.
Kurbanlıkların bile kulaklarına küpe takılarak takibi yapılırken,
karaborsaya sebep olan bu araçlar neden başıboş bırakılıyor
ki?"
Elçiye zeval olmaz. İşte bu da hayatı araçların altında, üstünde
geçen bir "ustanın" fikri. Kulak vermekte fayda var.
Bu da yeni musibetimiz
Malum, Ekrem İmamoğlu uzunca bir süredir ya tatilde ya mitingde
olduğu için İstanbul'umuz iyice kaderine terk edildi.
Birkaç yıldır İstanbullunun yaz kabusu sivrisinekler oldu. Bu yıl
da belediyemiz, Kaplan...