'Ayla'nın izleyici ile buluştuğu akşam, tarifsiz bir duygu seli yaşandı. Filme konu olan öykünün gerçek kahramanları ve film ekibi sahnede, izleyiciler ise ayakta bu eşsiz manzaraya alkış tutarak ağlıyordu.
Film, Kore Savaşı'nda görevli bir Türk astsubayı olan Süleyman Dilbirliği'nin iyilik ve vefa ile ilmek ilmek örülü muazzam 'insanlık dersini' konu alıyor. (Bazı isimlerin insanlara Allah tarafından bahşedildiğine inanırım.
Kahraman askerimiz, sevgi yolunda nasıl da 'dil birliği' oluşturmuş!) Annesi ve babası düşman tarafından öldürülen 5 yaşındaki minik Koreli kızı, savaşın içinden çekip alan ve ona gerçek babası gibi kol kanat geren Süleyman Astsubay ile minik Ayla arasında bir ömre yayılan sevgi ve özlem, insanın resmen iliklerine işliyor.
Bu filmi mutlaka izlemeniz lazım. Neden mi? Sebeplerini madde madde sıralayayım:
1- Dünyanın neresinde olursa olsun, size uzanan minik muhtaç elleri mutlaka tutmak gerektiğini, bir çocuğun gülümsemesinin, dünyayı gülümsetebileceğini görmek için.
2- Babaların, evlatlarına verdikleri sözleri tutmak uğruna yaşadıklarını hatırlamak için.
3- Dünyayı kötülükten kurtaracak en önemli silahın 'vicdan' olduğunu ve tanka, topa, tüfeğe üstün geldiğini anlamak için.
4- İsmail Hacıoğlu'nu, Çetin Tekindor'u, Ali Atay'ı, Murat Yıldırım'ı izleyip oyunculuk yeteneklerine bir kez daha hayran olmak için.
5- Sertab Erener'in film için özel bestelenen enfes 'Ayla' şarkısına gönülden alkış tutabilmek, Fahir Atakoğlu'nun şahane müziklerini keyifle kulaklarınıza doldurmak için.
6- Bu filmi yapmak için neredeyse hayatını ortaya koyan, türlü badirenin üstesinden gelen yapımcı Mustafa Uslu'ya yeni hayalleri adına cesaret verebilmek için.
7- Bir Türk olarak 'Vay be, bizde de böyle filmler çekilebiliyormuş' diye gururlanmak için.
8- İlk kez bir Türk filmi için gerçekten de 'Oscar umudu' beslemenin keyfini yaşamak için.
Ve hepsinden önemlisi; içinizde birikmiş ne kadar kir pas varsa, göz pınarlarınızdan aşağı boca edip arınmak için bu film mutlaka seyredilmeli.