Geçen hafta 6 tarafı denizle çevrili iki yarımadadan oluşan memleketimizin nasıl dünyanın en fazla balık ihraç eden ülkesi haline geldiğini çarpıcı örnekler ve rakamlarla burada gözler önüne sermiştik. Yazı muazzam bir ilgi gördü. Bu hafta da konuyu devam ettiriyorum. Okurumuz Aziz Yıldız'ın bizzat yaşadıklarının ışığında...
"Merhaba Yüksel bey, Karadeniz bölgesinde yaşayan biriyim. Amatör olarak kıyıdan olta balıkçılığı yapmayı çok severim. Karadeniz'de balık çeşidi azdır. Olanı da tükettik. Bundan 15- 20 sene öncesine kadar Sinop bölgesinde kayda değer levrek popülasyonu vardı. Levrek kıyı balığıdır, kıyıya paralel yaşar, avlanır. Daha sonra küçük balıkçı kayıkları kıyıya ağ sermeye başladılar. Neredeyse kumsala sıfır, kıyıya dik olarak ve 100 metre aralıklarla serdikleri bu ağlar, levreğe yaşama hakkı bırakmadı. Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ihbar ettiğimizde ağın ipi misina ise yasak olduğu, değilse serbest olduğunu söylediler. Haklı olabilirler, yasa böyledir bilmiyorum ama inanılır gibi değil. Bu ülkede bu konuda sorumlu olan yetkililer bunu nasıl düşünemez?