16 yaşındayken Genco'nun tecavüzüne uğrayan Zeynep, tıpkı Nefes gibi Kaleli Ailesi'nin yanına sığınmıştı. Tam Genco hakkında suç duyurusunda bulunmaya gidecekti ki, adliyenin önünde kurşunlara geldi. O, üç kurşunla yere serilirken, Nefes'in iç sesi çığlık olup kulaklarımızda yankılandı:
"Bugün bir kadın daha öldü, duydunuz mu? Bir kadın daha... Kendisine yapılanların hesabını sormak isterken, hakkını aramak için çıktığı bu uzun yolda bir kadın daha öldü, öldürüldü... Peki siz? Siz yaşıyor musunuz? Beni duyuyor musunuz? Çığlıkları duyuyor musunuz? Yoksa iki satırlık gazeteye sığdırılmış o kadınları görüp, o an üzülüp sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam mı ediyorsunuz? Bunu nasıl yapabiliyorsunuz? Vicdanınızın sesini nasıl kısıyorsunuz? Peki bir gün... Bir gün vicdanınız dile gelirse?.."
Nefes'in iç sesi bunları haykırırken, aynı dakikalar içinde, bizim gazetenin birinci sayfasında yer alacak yeni kadın cinayetinin haberi, Samandıra'daki tesislerimizin merdaneleri arasında dönüp duruyordu... Kim bilir belki de ertesi gün sokakta kanlar içinde yere serilecek bir kadının üstünü örtmek için...