İstiklal Caddesi'ndeki vahşi saldırı kadar, "içimizdekilerin"
patlattığı hain bombalar da canımızı yaktı.
Ayşenur Arslan, Halk TV'de bombalama olayından hükümeti suçlayacak
kadar şuur kaybına uğramıştı. Son seçimler öncesinde de bombalama
olaylarının arttığını, bunun Erdoğan'a yaradığını, aynı filmi
tekrar gördüklerini söyleyecek kadar ileri gitti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise olaydan sonra Beyoğlu'na yaptığı
ziyaret sırasında büyük bir densizliğin altına imza attı. Bombanın
bir saksının yanına bırakılmasına atıfta bulunarak, "Saksıları
kaldırmakla olmaz, hep birlikte saksıları çalıştırmak lazım"
deyiverdi. Kendisiyle birlikte çevresindekilerin de bu "espriye"
gülüp, kıkırdamaları ise gafletin eriştiği son noktaydı.
Bu ülke sadece "dış mihraklarla" değil, "iç mihraklarla" da savaş
veriyor, bilesiniz. Askerini kimyasal silah kullanmakla itham eden
oda başkanları, polisini uyuşturucu ticareti yapıp, hazinenin
açığını kapatmakla suçlayan genel başkanlar, bombaları hükümetin
patlattığını iddia eden sözde gazeteciler ve sorumlusu olduğu
kentin insanlarının derin acılarını bile mizah malzemesi yapmaya
kalkan belediye başkanları var ne yazık ki...
Varsın olsun, bin...