Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Bu istiklal savaşını da biz kazanıyoruz

Türkiye'nin kuşatılmışlığını ve içine düşürülmek istenilen durumu yıllar önce bu sütunda 'Yeni İstiklal Savaşı' olarak niteleyen ilk kişi bendim. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve...

17 Ağustos 2018 | 2.443 okunma
Türkiye'nin kuşatılmışlığını ve içine düşürülmek istenilen durumu yıllar önce bu sütunda 'Yeni İstiklal Savaşı' olarak niteleyen ilk kişi bendim. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve ardından gelen ekonomik darbe beni haklı çıkardı. Ama bu millet, girdiği her kurtuluş savaşından zaferle ayrılmasıyla nam salmıştır. Görüyorsunuz işte; yine kenetlendik, yine bir olduk, yine seferberliğe katılıp tek dişi kalmış doların bileğini bükmeye başladık. Tıpkı Çanakkale'de, İnönü'de, Kahramankazan'da olduğu gibi zaferimiz kaçınılmaz... 15 Temmuz'da tankların bile zırhını delen inancımız, imanımız ve özgürlük arzumuz, bu ekonomik saldırıya da kalkan olacaktır, bundan zerre kadar kuşkum yok.
Aslında ABD Başkanı Trump'a teşekkür borçluyuz. Şaşırmayın. Anlatayım...
ABD'nin yıllardır bize karşı beslediği düşmanca hislerin bu denli açığa çıkması için Trump gibi nobran, kaba, küstah ve zekası tartışmalı birinin başkan olması gerekiyormuş demek ki. Onun pervasızlığı, yıllardır saman altından su yürütenlerin gerçek niyetini yüzümüze vurdu. Anladık ki, 'dost ve müttefik ülke' diye bir şey yokmuş. Sadece 'menfaat için birbirine katlanmak' varmış. O menfaatler sona erdiğinde herkes birbirine düşman olurmuş.
Trump yönetimi bize gösterdi ki, dolara endeksli ekonominin sürdürülebilirliği yoktur. Türkiye acilen öz kaynaklarına yönelmeli, kendi göbeğini kendi kesmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllardır ağzından düşürmediği 'yerli ve milli olmanın' önemini kavramamıza elin Trump'ının yardımcı olacağı nereden aklımıza gelirdi ki... Teşekkürler Sir!
Peki bu yeni İstiklal Savaşı'nda vatandaş nasıl bir mücadele verecek? Gayet açık. Herkes kendi işine gücüne bakacak. 'Dolar'ı el ve ağız birliği ile gündemden düşüreceğiz. Üretecek, tasarruf edecek ve özellikle sosyal medyadaki art niyetli dedikodulara kulaklarımızı kapatacağız. Hepsinden önemlisi, kendimize güveneceğiz. Tıpkı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümsüz düsturunda olduğu gibi: 'Türk, öğün, çalış, güven...' Bizim bugün başka hiçbir doktrine ihtiyacımız yok... 'Kendimiz' olalım yeter. 'Türk' olmanın keyfini, gururunu, ayrıcalığını hatırlayalım yeter. Dikkat edin, kimileri gibi 'Türkiyeli' demiyorum, 'Türk' diyorum. Çünkü bu coğrafya; kökeni ne olursa olsun, kendini 'Türk' hissedenlerin ülkesi. Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arabıyla, Ermenisi, Yahudisi, Rumuyla 'yekpare' olmanın gücü karşısında kim durabilir ki! Onlar, Amerika 'Birleşik' Devletleri... Ama biz tekiz, biriz, zaten beraberiz...
Benim kişisel mücadeleme gelince: 2 yaşındaki kızım, daha kendi ismini bile zor söylerken, İstiklal Marşı'nı ezberledi. Nerede bir bayrak görse, "Aa, Türk bayrağı" diye sevinçle çığlık atıyor. Atatürk'ün resmine nerede rastlasa, öpücüklere boğuyor.
İnanıyorum ki, bizi 'yerli ve milli' bir nesle yapacağımız yatırım kurtaracak, dolara değil...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı 22 Kasım 2024 | 169 Okunma Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı? 21 Kasım 2024 | 551 Okunma Sosyal medya geneleve döndü 20 Kasım 2024 | 998 Okunma Ahlaklı esnafa mektubumdur 19 Kasım 2024 | 257 Okunma Bir gün cayır cayır yanacağız!.. 17 Kasım 2024 | 141 Okunma