'Survivor' nihayet başladı.
Nihayet diyorum çünkü terörden, savaştan, kan ve baruttan başka şey
konuşamaz hale gelen vatandaşa yeni konu çıktı.
Yarışmanın ilk iki gününün ardından ben de Ünlüler takımı için
endişelenmeye başladım. Çünkü karşılarında komando timi gibi bir
Gönüllüler ekibi var. Ünlüler ilk müsabakalarda galibiyet yüzü
göremeyince hem barakayı, hem erzakı rakiplerine kaptırdı.
Dokunulmazlık yarışında ise nasıl olduysa Ünlüler üstünlük sağladı.
Oysa yarısından fazlası milli sporculardan oluşan Ünlüler takımı,
kağıt üzerinde daha şanslı görünüyordu.
Eğer Gönüllüler'den birkaç iyi isim karşı tarafa takviye olarak
geçmezse, bu seneki yarışmanın pek tadı tuzu kalmayacak.
Yarışma öncesi merak edilenlerden biri de Acun'un bu sene yarışmaya
hangi araçla geleceğiydi. Daha önce pek çok sıra dışı hava, kara ve
deniz taşıtıyla çıkartma yapan Acun'un bu sefer uzay mekiğiyle
geleceğini düşünmüştüm ama o tevazu gösterip TIR ile geldi!
Dikkatimi çeken bir başka özellik ise yarışmacıların uğurlanışı
idi. Aileler asker uğurlar gibi gözyaşı döküyor, yarışmacıların
ağızlarını yolculuk boyunca bıçak açmıyordu. Bırakın birbirleriyle
şakalaşmayı, aralarında gülümseyen bir tek kişi bile yoktu.
Sanırsınız 'Survivor'da yarışmaya değil de, El Bab'ta özel göreve
gidiyorlar.
Yahu bizim Mehmetçik bile Fırat Kalkanı'na giderken zırhlı personel
taşıyıcının içinde türkü söylüyor! Bu ne hırs, bu ne ihtiras?