40 yıldır gazetecilik yapıyorum. Yazı yazarken kılı kırk yarıyorum. Aman birinin kişilik haklarını çiğnemeyeyim, eleştiri yaparken hakaret sınırlarını aşmayayım, kimsenin kalbini gereksiz yere kırmayayım diye buraya yazdığım her kelimeyi adeta hassas kuyumcu terazisinden geçiriyorum. Bu özeni hem vicdanen hem de hukuken gözetiyorum. Çünkü basın yoluyla hakaret, iftira ve yalan haber üretmenin ciddi bir yaptırımı var. Çalıştığım gazeteyi hem prestij hem de maddiyat açısından zor duruma düşürmek istemediğim için bu özeni gösteriyorum. Gelin görün ki, sosyal medya denilen ve artık herkesin bağırsaklarını boşalttığı bir kanalizasyona dönüşen bu...