Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Bu sapıklar beni de taciz ediyor

Sadece çocuklarımızı değil, hepimizi taciz ediyorlar aslında. Hepimizin hayatını karartıyorlar. Çünkü cümlemizi 'paranoyanın' kucağına atıyorlar. En önemlisi de, 'özgürlüklerimizi'...

08 Temmuz 2018 | 161 okunma
Sadece çocuklarımızı değil, hepimizi taciz ediyorlar aslında. Hepimizin hayatını karartıyorlar. Çünkü cümlemizi 'paranoyanın' kucağına atıyorlar.
En önemlisi de, 'özgürlüklerimizi' elimizden alıyorlar.
Hangi özgürlüklerimizi mi?
Anlatayım...
Bırakın yolda gördüğümüz herhangi bir miniğin, artık evladımızın can arkadaşı olan komşumuzun sevimli çocuğunun başını okşamaya bile çekiniyoruz, yanlış anlaşılmaktan korkarak. İnsanlar; yeğenlerini, kuzenlerini sevemez oldular.
Çünkü o sapıklar, en masum duygularımızı elimizden çekip aldılar. Hepimizi, birbirimizin gözünde 'potansiyel manyak' haline getirdiler.
Sevgilerin en masumu olan 'çocukları sevme' hakkımızı gasp ettiler.
Rahmetli babam, kız çocuk hasretiyle öte dünyaya göçtü.
Üç erkek evladı vardı. İki torunu oldu, ikisi de erkek. Kız çocuk hasretini benim evladımda dindirmeyi hayal ederdi. Ne yazık ki Ela'yı ona yetiştiremedim.
Babam, çarşıda pazarda kız çocuğu görse dayanamazdı.
Ailesinden izin alır; eğer rıza gösterirlerse onları sever, sohbet eder, kız çocuk özlemini böyle dindirmeye çalışırdı.
Şimdi düşünüyorum da; eğer hayatta olsaydı, kim bilir o yaşlı masum dedeye ne gözle bakarlardı...
Eskiden insanlar çocuklarını mahallesindeki insanlara gönül rahatlığıyla teslim ederlerdi. Bizleri komşularımız büyütmüştü neredeyse. Okuldan gelince karnımızı doyurur, üstümüzü başımızı temizler, kendi çocuklarından ayırt etmezlerdi.
Hiç unutmam, ilkokuldayken Bakırköy'deki koca İncirli Caddesi'ni geçmem gerekirdi.
O zamanlar üst geçit filan hak getire. Annem sıkı sıkı tembihlerdi, "Sakın karşıya kendin geçme, beni bekle" diye.
Köşede dikilir, annemin gelmesini beklerdim. Bir gün okulda aşı yapıldığı için bizi erkenden eve gönderdiler. Başladım üç saat öncesinden o köşede dikilmeye.
Ne gelen var ne giden tabii. Halimi gören Mavi Köşe bakkalının sahibi, hemen durumu kavramış. Beni aldı, eve götürdü, anneme teslim etti. O zamanlar öyleydi...
Bakkal amcalara evin anahtarı bile verilir, "Bizimki gelirse verirsin" denilirdi. Ben bu satırları yazarken, gözüm televizyondaki yeni taciz haberine ilişti. Esenler'de bir bakkal, çırağını taciz ederken, diğer çırağına da bu iğrenç eyleminin videosunu çektiriyordu...
Çocukluğumdan bu yana sapıklar, manyaklar, tecavüzcü alçaklar türedi mantar gibi, hızla...
Sadece çocuklarımıza değil, çocukluğumuza da kıydılar haince. Benim, bir çocuğun başını masumca okşama hakkımı elimden aldılar.
Kendimi fena halde tacize uğramış hissediyorum şimdi. Haksız mıyım?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı 22 Kasım 2024 | 164 Okunma Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı? 21 Kasım 2024 | 551 Okunma Sosyal medya geneleve döndü 20 Kasım 2024 | 998 Okunma Ahlaklı esnafa mektubumdur 19 Kasım 2024 | 257 Okunma Bir gün cayır cayır yanacağız!.. 17 Kasım 2024 | 141 Okunma