Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Büyükada’yı pislik götürüyor

Sevgili dostum ve değerli okurum Kamil Çetin, cumartesi günleri bizim Okur Mektupları köşesinin artık konuğu değil adeta 'ev sahibi' oldu. Bu hafta da sadece 'Fayton atlarına yapılan eziyet' ile medyada sıklıkla yer alan...

02 Kasım 2019 | 145 okunma

Sevgili dostum ve değerli okurum Kamil Çetin, cumartesi günleri bizim Okur Mektupları köşesinin artık konuğu değil adeta 'ev sahibi' oldu. Bu hafta da sadece 'Fayton atlarına yapılan eziyet' ile medyada sıklıkla yer alan Büyükada'nın bir başka çirkin yüzünü ortaya sermiş:
"Sayın Yüksel Aytuğ, uzun bir aradan sonra geçen hafta bir vesile ile Büyükada'ya gittim. Üzülerek belirtmek isterim ki, İstanbul'un göz bebeği, incisi, güzeller güzeli Büyükada'nın hal-i pür melali perişan vaziyette...
1- Adada öncelikle anlatılmaz bir elektrikli bisiklet, bisiklet ve tabii fayton terörü var... Hiçbir kural ve kaide tanımıyorlar.
Her yerde karşınıza çıkıyorlar ve çok çok süratli, üstelik de acemice sürüyorlar. Bir kazaya uğramamak kelimenin tam anlamı ile mucizelere bağlı. Kesinlikle zapt-ı rapt altına alınması gerekir. Sadece çarşının bir bölümüne değil, meydan dahil, ana caddeler bu trafiğe kesinlikle kapatılmalı..
2- Adaya indiğiniz andan itibaren kesif bir at dışkısı ve idrarı kokusu sizi hemen sarıyor.
Fayton durağı hemen merkez dışına çıkarılmalı.
3- Ada inanılmaz pis vaziyette. Her yeri ama her yeri... Özellikle ana caddeler at dışkısı içinde. Basmadan geçmek imkansız. Caddeler, sanıyorum uzun zamandır yıkanmıyor. Atların arkasına bağlanan torbalar çok ufak ve yetersiz.
4- Adada Türkiye'nin hiçbir yerinde göremeyeceğiniz kedi yoğunluğu var. Üstelik hepsi aç... Bir lokma ekmek için insanların gözlerine bakıyorlar. Ana caddelerde kediler için en ufak bir tedbir alınmamış. Üç saat gezdim; ne bir yem kabı, ne de bir sulak gördüm. Anladığım kadarı ile bu konuda sadece belediye değil, adanın yerleşik halkı da çok duyarsız.
5- Adalılarla yaptığım görüşmelerde en büyük şikayetleri, Büyükada dahil bütün adalarda denize girme alanlarının birtakım güçlerin işgali altında olduğu, şezlonglarla kapatıldığı ve bedava denize girme olanaklarının asla olmadığı yönünde.
Ancak bir kulübe üye olarak denize girebildikleri, belediyenin bu konuda önümüzdeki yazlar için şimdiden tedbir alması gerektiğini söylüyorlar.
6- Adadan Eminönü'ne son vapur cumartesi, pazar günü dahi 20.30'da. Beşiktaş'a 24 saatte dört sefer var.
Ben 19.30 vapuruna bindim.
İstiap haddinin çok üzerinde doluydu. İnsanlar merdivenleri dahi tıka basa doldurmuşlardı.
Özellikle hafta sonları sefer sayıları artırılmalı ve 24.00'e kadar uzatılmalı.
7- Gözlemlerimi ve şikayetlerimi paylaşmak için Ada Belediye Başkanılığı'na gittim. Belediye Başkanlığı'nda ve 3 saat boyunca ada içinde belediye hizmeti adına bir tek yetkili bulamadım.
Acilen özellikle cumartesi ve pazar günleri belediye hizmetleri artırılmalı, gözle görülür alanlara şikayet ve danışma masaları kurulmalı.
Belediye burada varlığını hissettirmeli.
Sevgilerimle..."

Müge Anlı asaleti
Geçen hafta Zazaca konuşan ve ne dediği anlaşılmayan bir kadının sesini yayından aldığı için lince uğrayan Müge Anlı'ya büyük haksızlık edildiğini bu sütunlarda dile getirmiştim. Bu konuda okurlardan da büyük destek geldi. Köşemizden müdavimlerinden Haluk Zırh ise 'Müge Anlı farkını ve duyarlılığını', şahit olduğu bir örnek ile dile getirmiş: "Merhaba Yüksel Bey, gerçekten bu 'yellenmeden nem kapma' olayı artık bıkkınlık getirdi doğrusu. Yüksel Bey, Müge Hanım o kadar asil bir insan ki bunu bugünkü (çarşamba) yayınında daha iyi anladım. Yayına telefonla katılan bir mağdur, heyecandan olsa gerek Müge Hanım'a sürekli "Esra Abla" diye hitap ediyordu, Avukat Rahmi Bey kendisini uyarmak istedi ama Müge Hanım onu mahcup etmemek için mani oldu ve konuşma "Esra Abla" diye devam edip gitti. Ben bu mütevazılığı gösterecek başka biri olacağını sanmıyorum. İyi günler dilerim, kolay gelsin."

Ne demiş?
Okurumuz Murat Aydın not etmiş: Yasak Elma'da dükkan sahibinden çok güzel ve anlamlı bir cümle: "Eşim öldü. Aslında ikimiz de öldük ama onu gömdüler." Sevgi ve özlem ancak bu kadar ince anlatılabilirdi

Gaf kürsüsü
O Ses Türkiye'den bir diyalog: YARIŞMACI: Sizi çocukluğumdan beri çok seviyorum. BEYAZIT ÖZTÜRK: Çocukluğumdan beri demeseydin daha iyi olacaktı ama neyse...

Zap'tiye
Kış kapıyı çaldı. Eli bir türlü gaz düğmesine gitmeyen vatandaşın gözünde tüm kombiler 'zombi' oldu!..

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı 22 Kasım 2024 | 151 Okunma Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı? 21 Kasım 2024 | 551 Okunma Sosyal medya geneleve döndü 20 Kasım 2024 | 998 Okunma Ahlaklı esnafa mektubumdur 19 Kasım 2024 | 257 Okunma Bir gün cayır cayır yanacağız!.. 17 Kasım 2024 | 141 Okunma