Mektubum, sevgili Yunan halkına... Politik bir dil kullanmayacağım. Tüm içtenliğimle ve halk diliyle konuşacağım:
Gelin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atina'ya yaptığı ziyareti fırsata çevirin. Unutmayın, bizim halk olarak sizinle hiçbir alıp veremediğimiz yok.
Aynı coğrafyanın iki yakasında benzer kültürleri paylaşan, çoğunlukla aynı dili konuşan halklarız. Yemeklerimizin isimleri bile aynı. Cacık ile cacıki, sirtaki ile çiftetelli kardeşse, biz niye olmayalım?
Bakın, bizden korkunuza ha bire silah alıp duruyorsunuz. Oysa bizim topraklarınızda gözümüz yok. Ayrıca bizim, bölgede daha fazla düşmana da ihtiyacımız yok. Peki siz o silahların parasını nasıl ödeyeceksiniz? Gelin barışalım ve siz o paraları halkınızın refahına harcayın. Bizde bir söz vardır, "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" diye... Tutun uzattığımız elimizi ve bu güçlüklerin altından birlikte kalkalım.
Bu arada adalarınızı ve sınırlarınızı silahla donatan ABD'ye de güvenmeyin. Onların silah taşıdığı her yer cehenneme döndü, unutmayın. Kore, Vietnam, Afganistan, Irak, Ukrayna, İsrail... Hangi birini sayayım? Kuyrukları sıkıştığı anda bir dönem sözde destekledikleri halkları yüzüstü bırakıp...