Geçen hafta dizilerin genel reytinginin düşüşünden hareketle
'Dizilerden sıkıldık mı?' başlığıyla kaleme aldığım analiz, siz
okurlarımızdan büyük ilgi gördü. Bazı okurlarımız ise dizilerden
sıkılma sebeplerini kendi bakış açılarıyla sıraladılar. İşte Özlem
Sarıçam'ın bu konudaki izlenimleri:
"Hani 'Dizilerden sıkıldı mı insanlar?' dediniz ya... Evet
sıkıldı... Konular oradan oraya uçup duruyor. Bir şekilde yarım ve
altı boş kalıyor.
Ben de 'Neden bu kadar çabuk sıkılıyorum?' derken buldum yanıtını.
Mesela, Tatlı İntikam'da bir para mevzusu çıktı. Sonra evin damadı,
yarıştan para kazandı ve Furkan'a verdi ama bunların para sıkıntısı
yine bitmedi. Üstelik iki ev taksidini geciktirip neredeyse evi
kaybediyorlardı -ki bu mevzuata aykırıdır. Bunun için bankacı
olmaya gerek yok. Peki sürekli edep sınırını aşacak şekilde ve
görgüsüzce bağırıp çağıran annelere ne diyelim? Aşk Laftan
Anlamaz'daki, bütün hayatı erkekler üzerine kurulan ve tek derdi
bir erkeği elde etmek olan, bunun için hiçbir kötülükten
çekinmeyenler ne olacak? Ya tasarımını satan Defne'nin aldığı para
nereye gitti? Defne işinden ve aşkından oldu; sonra parayı mavi
saçlı kızdan aldı almasına da, bu para ne oldu? Bodrum Masalı ve
Rüzgarın Kalbi'nde kötülerin sürekli ve hiç nefes almadan
kazanmaları, buna karşın asla bedel ödememeleri ve her koşulda
kötülüğün dozunu artırmaları ne olacak?