80'lı yıllarda biri bana "Cem Karaca öldükten sonra TRT
ekranlarında özel bir belgesel ile anılacak" dese gülüp geçerdim.
Çünkü önce "hain" ilan edilip vatandaşlıktan çıkartılmış, ülkeye
dönüp hidayete erince de "dönek" diye aşağılanmıştı.
Gelin görün ki ölüm yıldönümünde Cem Karaca hem de TRT'nin 1'inci
kanalında ve prime time kuşağında "enfes" bir belgesel ile anıldı.
Hiç abartmıyorum, bugüne kadar televizyon ekranlarında izlediğim en
iyi biyografi belgeseliydi.
TRT arşivi ve uzman akademisyenlerin görüşleriyle desteklenen,
ailesi ve sanatçı dostlarının anılarıyla renklendirilen belgesel, 1
Mayıs Marşı'ndan, söylediği ilahilere kadar hiçbir eserini ve
hiçbir fikri değişimini ıskalamadan ekran başındakilere "gerçek Cem
Karaca'yı" anlattı. Cem Karaca şarkılarını aynı ruh ve gırtlakla
seslendiren sanatçı Ayhan Yener'in akustik stüdyo performansı da
ayakta alkışlanacak cinstendi. Koca bir alkış da belgeselin
yapımcısı ve yönetmeni Mustafa Belen'e. Ortaya koyduğu yapım,
gerçekten de "eser" niteliğindeydi. Ne yazık ki o akşam ekran
başındakiler pavyon dansözü Dilber'i tercih ettiler...
Keşke uzaklarda ülkesine hasret gidenleri yaşarken anlayabilseydik.
Namık Kemal......