Hemen itiraz etmeyin, ben de biliyorum 'Aşk ve Mavi'nin komedi
dizisi olmadığını. Ama içinde öyle sahneler geçiyor ki; benim diyen
komedi dizisini, sitcom'u kıskandırır.
Bu hafta 'Aşk ve Mavi'nin senaristleri, belli ki klavyenin başına
yine neşe içinde oturmuşlar. Dizi, aslında korkunç bir cinayetin
ekseninde gelişen dramatik bir intikam hikayesi olarak yola
çıkmıştı. Ama komedi sahneleri öyle tuttu, öylesine olumlu geri
dönüşler aldı ki; rota ister istemez romantik komediye döndü. Bunda
dizinin senaristleri Gül Abuz Semerci ve Yelda Eroğlu'nun hüneri
kadar, yan karakterleri oynayan sanatçıların da büyük rolü vardı.
Kenan Bal, Işıl Yücesoy ve Birgül Ulusoy'dan daha önce övgüyle söz
etmiştim. Son bölümlerde rollerini giderek 'büyüten' üç oyuncu daha
var. 'Cemal' karakterini canlandıran Cüneyt Mete, 'Hasibe'yi
oynayan Ayşegül Ünsal ve 'Safiye'ye can veren Alayça Öztürk giderek
fenomen haline dönüşüyorlar. 'Taşra sosyetiği' karakterini muazzam
oynayan Alayça Öztürk, kariyerine müthiş bir başarı halkası ekledi.
Cüneyt Mete, 'taşra kurnazı' rolünün hakkını fazlasıyla veriyor.
'Hasibe' ise son bölümlerdeki favorim. Hasetlik üzerine kurduğu
tezgahlarına kızayım mı, kahkaha mı atayım bilemiyorum. Hele son
bölümde konağın hanımı 'Refika'ya (Işıl Yücesoy) bir özür diletme
seremonisi vardı ki, aman aman..