Atv'nin sevilen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı keyifle izlemek için birden çok sebep var. Senaryosu sağlam, rejisi özenli, oyunculukları üst seviyede... Ama beni bu diziye bağlayan en önemli neden, neredeyse her bölüm beni şaşırtacak bir sürpriz ile karşılaşıyor olmam.
Köşemize ulaşan okur mektuplarında dizi izleyicilerinin en büyük şikayetinin 'lastik gibi uzayan, sürekli kendini tekrarlayan, her hafta olduğu yerde patinaj yapan hikayeler' olduğunu görüyorum. Diziyi 90- 100 dakikaya ulaştırabilmek için senaristler ve yönetmenler adeta dört takla atıyorlar. Özellikle 1.5 saatlik filmden dört sezonluk dizi çıkarma çabası, dizileri 'ağır gösterim' haline getiriyor. İşte Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın farkı da burada ortaya çıkıyor. Daha bir hikayenin kuyruğu diğerine bağlanmadan, karşımıza bambaşka bir gelişme çıkıveriyor.
Son bölümde de aynen öyle oldu. Hızır Reis'in gözü gibi sevdiği kızı, ailenin hasmı olan adamın yeğenine sevdalanınca aile meclisi kuruldu.