Artık bu köşede en küçük bir espri yapmaktan, bir benzetmede
bulunmaktan, ironi içeren bir cümle kurmaktan korkar oldum. Çünkü
toplumdaki esneklik, hoşgörü, anlayış ve hepsinden önemlisi 'mizah
duygusunun' tükendiğini gözlemliyorum. Sanki hep beraber
birbirimizin neşesini kaçırmak, gülümsemesine engel omak için ant
içmiş gibiyiz.
Geçenlerde "Bana kalsa aşı karşıtlarını uzaktan iğne ile vururdum"
diye son derece masum bir ironi yaptım, yemediğim küfür kalmadı.
Bizim Zap'tiye'de sırf espri olsun diye "Sıcak, çok sıcak...
Televizyon yazarları için klimalı televizyon ne zaman icat
edilecek?" diye yazdım, hemen "Televizyonunu klimanın altına koy"
diye akıl verenler (!) çıktı. Ah be güzel kardeşim, o güzel beynini
benim yazılarımı okumak için niye harcıyorsun? Git NASA'da biriki
uzay projesine imza at...
Sabah uyanır uyanmaz "Bugün kime çatayım, kimi gömeyim, kimi
aşağılayayım?" diyen bir klavye güruhu oluştu ne yazık ki. Adam,
sıradan bir hostes fıkrası yazıyor, hooop bütün kabin görevlileri
adamı sosyal medyada ipe çekiyor. Yahu dünya üzerindeki fıkraların
en az yarısı hostesler, avukatlar, doktorlar, sarışınlar, Yahudiler
ve Karadenizliler üzerine yazılmış. Yapmayın, gülün...