Bir halk deyişimiz vardır, "Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini
Niğde'ye" diye... Fırsatın göz göre göre nasıl kaçtığını anlatır.
Keşke'lerin hiçbir işe yaramadığını da...
Bor, yakın geçmişe kadar sadece Niğde'nin bir ilçesi olarak
bilinirdi. Benim bugün bahsedeceğim ise gelecekte altından,
gümüşten, elmastan daha değerli olacak Bor madeni...
Yerli ve yabancı Türkiye düşmanları bize yıllarca Bor'un pazarını
kaçırttılar. Bandırma'daki rezervi atıl kıldılar, çıkarttırmadılar,
işlettirmediler. Ne zaman ki başa batı güdümünde olmayan yerli ve
milli bir yönetim geçti, Bor da gün yüzü gördü. Dünyadaki rezervin
yüzde 73'ünün Türkiye'de olduğu anlaşıldı. Bu, Türkiye Yüzyılı'nın
ilk habercisiydi. Çünkü bu maden ileride yakıt olarak
kullanılabilir, fosil yakıtların yerini alabilir, ucuza temiz
enerji sağlayabilirdi.
18 Mart'ta yani tüm dünyaya "Çanakkale Geçilmez" dediğimiz gün, Bor
karbürü tesisi açıldı. Bor karbürü nedir? Dünyanın en sert üçüncü
maddesidir. Uzay teknolojisinde, savunma sanayiinde vazgeçilmez bir
elemandır. Türkiye bu tesisle "Bor pazarında" belirleyici hale
gelmiştir.
Aynı gün Türkiye'nin ürettiği ilk muharip savaş uçağı da hangardan
çıkıp pist başı...