Geçen hafta bu köşede "Dizilerdeki liseli zorbalığına dikkat!"
başlıklı yorumum büyük ses getirdi. Pek çok sivil toplum örgütü bu
yazıyı paylaşarak tehlikenin büyüklüğü konusunda halkı uyardı.
Meğer vatandaş da sözde gençlik dizilerindeki okul şiddeti ve
örtülü seks mesajlarından rahatsızmış. Okurumuz Sevcan Ceyhan'ın
mektubu ise hepsine tercüman olacak cinstendi:
"Merhabalar, yazılarınızı severek okuyorum. Liselerdeki zorbalık
ile ilgili yazmış olduğunuz yazıyı çok beğendim. Liselilerin hayata
bakış açısı mı değişti yoksa ben mi yaşlandım demekten kendimi
alıkoyamıyorum.
Bahsettiğiniz lise dizilerine baktım. Karakterler çok ütopik geldi
bana. Neden izleyiciye bunları dayatıyoruz? Ben çocukken Hayat
Bilgisi diye bir dizi vardı, inanılmaz güzel ve naif bir işti. Hâlâ
ara sıra tekrarlarını izlerim. O şekilde dizi yapılınca izlenmiyor
mu? Anlayamadım. Sektörde olan birisi olarak soruyorum, diziler bu
şekilde mi olmalı?"
YAZAR NOTU: Değerli okurum, televizyonda reyting
almanın pek çok yöntemi vardır. Ama biz hep kestirmeleri,
kolayımıza gelenleri tercih ediyoruz. Şiddet ve cinsellik bizim
yumuşak karnımız. Diziler bunların üzerinde zıpladıkça kolay...