Her cumartesi olduğu gibi bugün de köşeyi asıl sahiplerine, yani
sizlere bırakmaktan büyük keyif ve gurur duyuyorum. Özel bir
şirkette genel müdürlük görevini sürdüren okurum Hasan Mete,
yazdıklarıyla, Türkiye'de izleyici profilinin nasıl seçkin, seçici,
bilinçli ve eleştirel hale geldiğini ortaya koyuyor:
"Sayın Yüksel Bey, SABAH gazetesini en çok sizi okumak için
alıyorum desem abartmış olmam, zira yazılarınızı büyük bir keyifle
okuyorum.
Sizin dikkatinizi, özellikle her geçen gün artan mafya dizilerine
çekmek istiyorum. Öyle ki, kitap okumaktan bihaber olan gençliğimiz
her geçen gün 'Kolay para nasıl kazanırım?' ya da 'Birini nasıl
öldürebilirim?'in her türlü örneğini bu dizilerde seyrediyor ve
etkileniyor. İçerde dizisiyle haftaya başlayıp Cesur Yürek'le tavan
yapıp sokağa çıkan bir gençliği düşünün. Bu sosyal mühendislik
içinde gelgit yaşayan insanımızın nasıl bir sonuca gittiğini ve bu
sonucun nelere gebe olduğunu görmemek için kör olmak gerekiyor diye
düşünüyorum.