Değerli okurum ve dostum Ali Aktulga'nın geçen hafta ilettiği
"Bizim neslin görmediği bir şey kalmadı, kıyamet de bize denk
gelirse zirvede bırakmış olacağız-68 Kuşağı" şeklindeki tabela bana
"Hakikaten yahu" dedirtti.
Gerçekten de bizim kuşağın görmediği hiçbir şey kalmadı. 1969'da
insanlar Ay'a ayak bastı. Sonra 1971 muhtırası ve ardından
diplomatlarımızın Ermeni ASALA örgütü tarafından suikastlerle
öldürülmesi, sırayla; 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, 1980 darbesi,
Berlin Duvarı'nın yıkılması, AIDS salgını, Apo'nun yakalanıp uçakla
Türkiye'ye getirilmesi, Marmara Depremi, ABD'yi evinde vuran 11
Eylül saldırısı, 15 Temmuz darbe girişimi ve Kovid-19
pandemisi...
Hepsini arka arkaya sayınca insan nasıl sağ kaldığına şaşırıyor
vallahi...
Dedelerimiz bizlere yalnızca birinci ve ikinci dünya savaşlarında
yaşananları anlatmışlardı. Bizim ise torunlarımıza anlatacak öyle
çok şeyimiz var ki... Bıraktım torun torbayı, şu yukarıdaki listeyi
bizim 5 yaşındaki ufaklığa sıralasam, o her zamanki bilmiş
bakışlarıyla "Hadi baba ya, dalga geçme benimle" diyecektir
kuşkusuz...
Sevgili gençlere bir kez daha sesleniyorum: 1960 ile 1970 arasında
doğan büyüklerinizi sevin, sayın...