Girişte çok net ve iddialı bir cümle kuracağım: Eğer kadın
olsaydım, atv'den başka kanal izlemezdim...
Emin olun bunu, mensubu bulunduğum yayın kuruluşunu övmek için
söylemiyorum. Zaten yıllardır zirveden inmeyen Turkuvaz'ın yazılı
ve görsel yayınlarının benim tarafımdan övülmeye de ihtiyacı yok.
Yukarıdaki cümleyi gerçekten inanarak ve yüreğimden geçtiği için
yazdım. Neden mi? Anlatayım:
atv'nin dizileri ve programları kadını her daim el üstünde tutuyor.
Özellikle de ekranda çizilen güçlü kadın profilleri, boşluktaki
genç kızlarımıza ya da hayatına yön vermek için tereddütler yaşayan
mağdur kadınlara rehberlik ediyor. atv'nin kendi ayakları üzerinde
durabilen kadın karakterleri bazen tarihin akışını değiştiriyor,
bazen kuyuların dibindeki hemcinslerini o karanlıktan çekip
çıkarıyor, çoğu zaman da kadınları yok etmek için kaldırılan
füzeleri havada vuran bir savunma sistemi görevi üstleniyor.
Destan'ın Akkız'ına bakın mesela... Fiziksel eksikliklerinden
ziyade...