Bir yanda pandemi, diğer yanda giderek çetin hale gelen ekonomik
şartlar, şiddet, vahşet, felaket derken toplum olarak gülmeyi
hepten unuttuk. Oysa insanoğlunu diğer canlılardan ayıran, Allah'ın
bizlere bahşettiği en güzel, en anlamlı meziyet değil midir gülmek?
Kahkaha, ruhun yelpazesidir. Türlü kasveti, umutsuzluğu dağıtıp,
havaya karıştırır...
Bu girişi niye mi yaptım? Altın Kelebek'te 'komedi dizisi' olarak
Çok Güzel Hareketler Bunlar'a ödül verilmesindeki 'çaresizliği'
gördüm de ondan... Sakın ola ki, Çok Güzel Hareketler'i, Güldür
Güldür'ü hafife aldığım sanılmasın. Ama onlar 'dizi' değil,
program. Çeşitli konulardaki komik piyeslerin birbiri ardına
yayınlandığı birer yapım. Oysa dizinin bir 'senaryo bütünlüğü' ve
birbirini takip eden bir 'konu örgüsü' olması gerekir. Gelin görün
ki memlekette komedi dizisi yapan da, yayınlamaya niyet eden de
yok. Leyla ile Mecnun, Exxen gibi kuytu bir köşeye saklanmış.
Başka?... Yok... (Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla Gülse
Birsel, bu aralar bir senaryo yazıyor ama film mi, dizi mi
bilmiyorum. Tek umudum onda...)
Pandemi ile beraber doğru dürüst film de çekilmiyor ki, şöyle
sinemaya gidip kahkahalarla rahatlayalım....