"O da ne demek şimdi?" diyorsunuz değil mi? Anlatayım:
Gazeteciliği, yazarlığı bir kenara koydum, normal vatandaş Yüksel
Aytuğ olarak sıkılmak istiyorum, çok sıkılmak, sıkıntıdan
patlamak... Ne yazacağımı, nereden konu bulacağımı uzun uzun
düşünmek istiyorum. Lüksemburglu bir gazeteci gibi okullarda
verilen yemeklerin kalori miktarını köşemde tartışmaya açsam
mesela... Ya da ABD'li bir köşe yazarı gibi UFO'ların dünyayı
istilaya karar verdiği safsatası üzerine makaleler üfürsem...
"Bugün yeni bir esnaf lokantası keşfettim, öyle bir ciğer sote
yapıyorlar ki anlatılmaz" diye başlayan "life style" yazılara
dalsam ya da...
Ama bizim memleketin ışık hızıyla hareket eden gündemi buna izin
vermiyor. Televizyon dizisi kritik etmek istiyorum, seçim
atmosferinin siyasi manevralarına karşı halkı bilinçlendirme
refleksim buna engel oluyor. Tam galasından çıktığım bir filmi
yazmak isterken, Beyoğlu'nda bomba patlıyor. Tartışma
programlarında katılımcıların başlarını cep...