Prof. Nihat Hatipoğlu'nun ramazandaki ilk sahurda anlattığı ve
beni çok etkileyen öyküyü izlemeyenler için burada paylaşmayı görev
sayıyorum.
Şam'da yaşayan Ali bin Muvaffak'ın hamile karısı, komşudan gelen et
kokusuyla aşermiştir. Muvaffak komşusuna gidip durumu anlatarak bir
lokma et ister. Komşusu "Olmaz" der, "Bu et bize helâl, size
haramdır." Muvaffak nedenini sorunca komşusu ağlayarak anlatır:
"Bizler fakiriz. Bu koyun leşini çöpte buldum. Başka yemek
bulamazsam çocuklarıma yedireceğim. Siz ise zenginsiniz, size helâl
değildir."
Muvaffak, komşusunun bu sefil halinden habersiz yaşadığı için
kendini suçlar ve hacca gitmek için biriktirdiği 30 bin dirhem
parayı ona vererek "Varsın benim de haccım böyle olsun" der.
Büyük evliyalardan Abdullah bin Mübarek hac mevsiminde Harem-i
Şerif'te uyuya kalır. Rüyasında iki meleğin konuşmasına şahit olur.
Biri der ki, "Bu mevsim 600 bin kişinin hac farizası kabul
olunmamış. Ama Şam'da yaşayan Ali bin Muvaffak'ın hayrına hepsi
geçerli...