"Hayallerim" dediğim öyle atla deve değil. Pek çok insan gibi
işten yorgun argın gelip, kafayı dağıtmak için bir televizyon
dizisi izlerken hayallere dalmak, o karakterlerle empati kurmak,
derdi tasayı unutup iki saatliğine o hikayenin içine dalmak... Ama
orman kanunlarının hüküm sürdüğü bu vahşi reklam cangıllarında
mümkün mü?
TRT 1'in yeni dizisi Kara Tahta'yı izliyorum. Oyunculuğuna
bayıldığım Cengiz Bozkurt, mülayim bir baba iken tehlike gelip de
kapısına dayanınca ailesini korumak adına bir aslana dönüşüyor. Ama
şahane sahne bitip de reklama girildiğinde bir de bakıyorum Cengiz
Bozkurt sigorta reklamında "Keçiii" diye bağırıyor. Haydi gel de
yeniden o diziye dön bakalım...
Tamam, ekmek aslanın ağzında. Oyuncular su akarken küplerini
doldurmak zorunda. Ama hiç olmazsa oynadıkları reklamın rol
aldıkları dizinin içinde yer almaması için özel bir sözleşme
yapılabilir.
"Hayallerimi çalmayın" diye söze başladım ya, devam edeyim:
Bazı şarkılar vardır, insanın...