"Değerli Yüksel Bey, televizyon dizileri ve filmler hakkındaki yazılarınızın haricinde, toplumu ilgilendiren konularda da aynı ustalıkla yazılar paylaşıyorsunuz.
Sizden özendim, halkımızın fikir dünyasına girmiş 'Her şeyi herkesten daha iyi bilme' virüsüne değinmek istedim.
Umarım beğenir ve yayınlamaya layık görürsünüz.
Şaşırıyorum Facebook'ta vatandaş yorumlarını okudukça!
Devletimizin başkanı bir karar alıyor; 'Hazine ve Maliye Bakanı falanca olacak'.
Eh... Başkan'ın işi bu, bakanlarını seçecek/atayacak.
Allahhhh! Bir kıyamet kopuyor ki sosyal medyada, akıllara seza! Olur muymuş, insan hiç damadına görev verir miymiş, çok yanlış bir kararmış, falan da filan! Yorumları yapanların kim olduklarına bakıyorum, bir isim ve soyadı sadece! Fazla küstahça yazanları daha bir merak ettiğimden sayfalarına giriyorum; görüyorum ki çoğu bilmem ne lisesinde okumuş, basit bir meslek erbabı (hatta mesleksiz/veya yazmıyor), kendi işinde patron (bu da halkımızın bulduğu bir tamlama).
Kısaca, önemli bir iş kolunun veya bir üniversitenin tanınan bir ismi değil.
Sıradan vatandaş anlayacağınız.
Devletimizin önemli bir bakanı, önemli bir açıklama yapıyor. Ayrı bir kıyamet kopuyor sosyal medyada, akıllara seza! Hiç olur muymuş! Öyle yapılır mıymış!
Ne kadar yanlış bir kararmış!
'Bilmeyen bilgeler' daha da ileri giderek, 'Ne olacak işte, yandaş/eğitimsiz halkın seçtiği kimselerden başka ne beklenir'e getiriyorlar konuyu.
Veriyorlar/veriştiriyorlar devlet yönetimimize ve tabii ki o yöneticileri seçen 'halkın kahir ekseriyetine'.
Pek takip etmem ama gördüklerim, futbol bahsinde de aynı kıyametlerin koptuğudur.
Falanca o mevkide oynatılır mıymış, filancaya ilk 11'de yer vermiş de, feşmekana vermemiş, bilmem kimi değiştirmek için neden o kadar beklemiş!
Her yazan kendisinin teknik direktörden daha iyi olduğuna 'kalben' inanmış, basıyor kalayı. Yazanlara/konuşanlara bakıyorsunuz; sıradan, hatta sıra altı kapasitesinde kimseler.
Kariyeri yok, terbiyesi yok, bırakın yazarak çemkirdiği kimseye, yanındakine bile saygısı yok. Ama maaşallah eskilerin deyimiyle 'dil pabuç'.
Dedik ya, herkes her konuda uzman. Bakanlar, devlet yetkilileri, teknik direktörler vs.; konusunu bilmeyen, tavsiye ile o mevkiye gelmiş kimseler, bilmediğini bilmeyenlerin nazarında. Belki de bende bir tuhaflık vardır; 'Vatandaş tenkitlerini yapıyor, görüşlerini paylaşıyor, niye şaşırıyorsun?' diyebilirsiniz.
Şu sebepten: Bizim hayatımızda kişiliğimizi şekillendiren bir 'özlü söz' vardır. Bu söz değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
O da şudur: "KİŞİ HADDİNİ BİLMEK GİBİ İRFAN OLMAZ!"